| Elçiliğimde hiç kimseyi benim onayım olmadan sorgulama hakkın yok! | Open Subtitles | ليس لديك أيّ حقّ باستجواب أحد في سفارتي بدون إذني |
| Birçoklarına en şaşırtıcı gelen ise ABD'deki sorgulamalarda polislerin gençleri de tıpkı yetişkinler gibi sorgulama hakları olmasıydı. | TED | والأمر الصادم للكثير منا أيضًا، أنه أثناء الاستجواب في أمريكا، يسمح للشرطة باستجواب اليافعين كالبالغين. |
| Bana bıraktığınız tek tanığı kendi tarzımda sorgulamama izin vermelisiniz. | Open Subtitles | يجب عليك السماح لى باستجواب الشاهد الوحيد الذى قمتم بتركه فى طريقى |
| Bombalamadan sağ kurtulan tek kişiyi sorgulamama izin vereceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | من المستحيل أن أحصل على ترخيص باستجواب الضحية الناجية الوحيدة من مهمّة تحولت لمجزرة |
| Yarcıç'ı mahkemeyi ertelesin diye kandırdın ve sanığı illegal olarak sorguladın. | Open Subtitles | لقد خدعت قاضية لتأجيل المحاكمة وبعد ذلك قمت باستجواب المتهمة بصورة غير قانونية |
| Sakince sorgulamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط القيام باستجواب بسلام |
| Vatikan Muhafızları onları sorgulamaya başladı bile. | Open Subtitles | الحرس الفاتيكان السويسري يقوم باستجواب أعضاء كنيستك |
| Bahçıvanı, o yaşlı adamı, sorguya çektiler. | Open Subtitles | لقد قاموا باستجواب البستانى رجل عجوز |
| Bütün tanıkları şahsen sorguladım. | Open Subtitles | قمت شخصيا باستجواب كل الشهود |
| Çapraz sorgulama esnasında mahkemeye izah edeceğiniz hususunda şüphem yok. | Open Subtitles | الشئ الذي أتأكد منه أنك ستوضح للمحكمة فيما بعد باستجواب الشاهد |
| Ne kadar istesem de, ölü bir tanığa çapraz sorgulama yapamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقوم باستجواب شاهد متوفي بقدر ما أرغب في فعل ذلك |
| Şüphelendiğin herkesi sorgulama yetkisine sahipsin. Öyle mi? | Open Subtitles | مسموح لكِ باستجواب أي شخص تعتقدين أنه محل إهتمام |
| Şili'de ölüm mangalarının kafatasına çivi çakarak sorgulama yaptıklarını biliyor muydun? | Open Subtitles | كما تعلم، في شيلي ان فرق الموت باستجواب من دق المسامير في الجمجمة |
| Dana Walsh'u sorgulamama izin verirseniz size bunu ispatlayabilirim. | Open Subtitles | (إذا سمحتِ لي باستجواب (داينا وولش فبوسعي إثبات ذلك لكِ |
| Eğer Bay Bishop'u sorgulamama izin verilseydi, bu kanıt olarak... | Open Subtitles | إذا سُمح لي باستجواب السيد (بيشوب) فسيصبح هذا الحديث جزءً من الأدله... |
| Gözetim olmaksızın zihinsel olarak uygun olmayan genç bir kızı sorguladın ve-- | Open Subtitles | وقمت باستجواب فتاة غير مستقرة عقليًا -بدون أي رقابة من ... |
| Selam... Callie Adams Foster'ı vur-kaç olayıyla ilgili sen mi sorguladın? | Open Subtitles | هل تقوم باستجواب (كالي آدامز فوستر) بتهمة الاصطدام والهرب؟ |
| Tabi Metatron'un asi liderini sorgulamak isteyeceğini düşünmüyorsan. | Open Subtitles | إلا إن كنتِ تعتقدين بأن "ميتاترون" غير مهتم باستجواب رئيس المعارضين |
| Çamurlu suyu sorgulamak gibi bir şeydi. | Open Subtitles | هذا الوضع أشبه باستجواب ملاط أصم |
| Audrey Raines'i sorgulamaya hazırlanıyorsun... ama asıl sorgulaman gereken kişi Collette Stenger. | Open Subtitles | (أنتِ تستعدين لاستجواب (أودري رينز (بينما لابد أن تقومي باستجواب (كوليت ستينجر |
| Kızımı sorgulamaya devam edecekseniz, | Open Subtitles | إذا كنتم ستسمرّون باستجواب ابنتي، |
| Şu Mingli'i sorguya çek ve bir şekilde onunla antlaş. | Open Subtitles | قم باستجواب هذا المينج وأخبرني بما يحصل |
| Adamı sorguladım sadece. | Open Subtitles | لقد قمتُ فحسب باستجواب الرجل |