| Söylentiye göre kellesi hala Bastet'in Bubastis'teki sarayını süslüyor. | Open Subtitles | الإشاعة تقول أن رأسه مازالت تزين قصر باستيت في بوباستيس |
| Bastet ve Kali de benzer yenilgileri yaşadı. | Open Subtitles | باستيت وكالي عَانيا من النكسات المماثلة. |
| - Başka bir Düzen Efendisi'yle temas kurmalıyız. - Hm. Muhtemelen Bastet. | Open Subtitles | يجب أن نتصل بأحد أخر من أسياد النظام * ربما * باستيت |
| Ve bu Bastet Bronzunun yarısını Fernfield'e getirmeyi başardık. | Open Subtitles | وقد جلبنا هذا النصف من برونز باستيت إلى فيرنفيلد |
| Kedi Tanrısı, Bastet, Klopatra'ya üstünde kedi gözü mücevheri olan bir gerdanlık verdi,Mısır'ın kraliçesine. | Open Subtitles | آلهة القطط باستيت وهبت قلادة مميزة ،بها جوهرة عين القطة إلى كليوباترا حاكمة مصر |
| Bastet o gerdanlığı birisine verdiği için çok kızgındı. | Open Subtitles | فقد كانت غاضبة لأن باستيت أهدى القلادة إلى بشرية |
| Eski yazarlar, bu yaratığı "Bastet" olarak adlandırmış. | Open Subtitles | الكتبة القدامى يطلقون على هذا الكائن"باستيت" |
| Bastet Bronzu nedir, Babi amca? | Open Subtitles | ،ما هو برونز باستيت يا عم بابي؟ |
| Bastet, Yokedici Kali. | Open Subtitles | باستيت, كايلي المدمرة |
| Hile yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz, Bastet? | Open Subtitles | هل نحن نغش أم لا يا "باستيت" ؟ |
| Bu bir zamanlar Bastet'in baş adamınınmış. | Open Subtitles | كان هذا ملكاً بالماضي للوزير الأول (باستيت) |