Siparişin bir kısmını değil, kırmızı, yeşil ve maviyi hepsini yapıyorlar. | TED | إذًا هم يشيرون بالأحمر والأخضر والأزرق ليس فقط كجزء من الطلبية |
Burada kişiler, ellerinin sanal gerçeklikteki versiyonlarını görüyorlar, elleri kalpleriyle aynı tempoda ya da farklı tempoda kırmızı olarak yanıp sönüyor. | TED | وهنا، يرى الناس نسخة افتراضية مصورة لأيديهم ، التى تومض بالأحمر و تنطفئ، إما بنفس وقت نبضات القلب أو بوقتٍ آخر. |
Burada Alice'in sonuçları yeşil renkli Bob'unkiler ise kırmızı. | TED | هنا لدينا أليس باللون الأخضر و بوب بالأحمر. |
Oh, afedersiniz, ama Bay Üç, Neden onları boyamanız gerekiyor kırmızıya? | Open Subtitles | عذراً لكن يا سيد ثلاثة لماذا يجب أن تلون الورود بالأحمر |
Güller boyanıyor kırmızıya, kırmızıya, kırmızıya, kırmızıya | Open Subtitles | برسم الورود الحمراء بالأحمر أحمر أحمر أحمر أحمر |
Yaptığım şey düşük frekansları kırmızıyla, en yüksek frekansları maviyle ve ortancaları yeşille renklendirmekti. | TED | ما فعلت هو أني لوّنت الترددات المنخفضة بالأحمر والترددات العالية بالأزرق، والترددات المتوسطة بالأخضر. |
eğer mekâna dikkat ediyorlarsa kırmızı olarak gördüğünüz gibi küçüktü. | TED | وعندما ينتبهوا إلى المشهد، كما ترون بالأحمر يصبح أصغر، |
kırmızı üllkelerin ise yeterli finansmanı yok. | TED | لكن الدول المشار إليها بالأحمر ليس لديها تمويل كافٍ. |
Soldaki görüntü normal kırmızı bir görüntü. | TED | الصورة على اليسار هي الصورة بالأحمر العادي. |
Sonra DBS elektrotlarını yerleştirdik ve bir ay veya bir yıl kadar bekledik ve kırmızı bölgeler glikoz kullanımını arttırdığımız bölgeleri gösteriyor. | TED | ثم نضع الأقطاب الكهربائية و ننتظر لشهر أو سنة و المناطق بالأحمر تمثل المناطق حيث زدنا استهلاك الجلوكوز |
Üç renkli görürüz. Yani kırmızı, yeşil ve mavi görürüz ve hepimiz tamamen renk bağımlısıyızdır. | TED | ولدينا رؤية ثلاثية الألوان، فنحن نرى بالأحمر والأخضر والأزرق، كما أننا مدمنون على الألوان. |
Gül tarhımı boyadığı için kırmızı kaybedecek biri kellesini. | Open Subtitles | من يلون ورودي بالأحمر أحدهم سوف يفقد رأسه |
Bir de, tiyatrodan kırmızı kadife kaplı bir koltuk istiyorum. | Open Subtitles | ومن المسرح، أريد كرسياً ذي ذراعين ومغطى بالأحمر المخمليّ |
kırmızı olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بالأحمر هل تشعرين بالأحمر , دي؟ |
kırmızı olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بالأحمر هل تشعرين بالأحمر , دي؟ |
Süt gibi ten, kırmızı dudaklar, sıkı kalçalar, dik göğüsler, insanın dilini sokmak istediği kulaklar. | Open Subtitles | بشرة ناعمة و جميلة و شفاه ملونة بالأحمر بالإجمال جسمها جميل جدا و هى تجيد الاعتناء به |
Güller boyanıyor kırmızıya Gülleri boyuyoruz kırmızıya | Open Subtitles | نرسم الورود بالأحمر إننا نرسم الورود بالأحمر |
- Güller boyanıyor kırmızıya - Gülleri boyuyoruz kırmızıya | Open Subtitles | نلون الورود بالأحمر إننا نلون الورود بالأحمر |
Ya da bu anlattıklarımızı söyle, ama biz gülleri boyuyoruz kırmızıya. | Open Subtitles | أو تقولي بأننا قلنا لك أننا نلون الورود بالأحمر |
Dedim ki... kimyanın canı cehenneme, ben marangozluğa geçiyorum... çünkü bir kuş evi yapıp kırmızıya boyarsan, "A" alıyordun. | Open Subtitles | لذا قلت لنفسي تباَ للكيمياء سوف آخذ سنة في الفنون الجميلة كما تعلم تصنع عش طيور وتدهنه بالأحمر تحصل على امتياز |
Dini bayramlar kırmızıyla işaretli. Böylece onları görmek kolay oluyor. | Open Subtitles | الأعياد المقدسة ستجدونها معلمة بالأحمر سيكون من السهل تحديدها |