| Büyük ihtimalle patlayıcı notlar çevredeki ağaçları saçılmış. | Open Subtitles | على الأغلب , أن الأوراق المتفجرة أحاطت بالأشجار أيضا |
| Evet ama artık kimse ağaçları umursamıyor. | Open Subtitles | أجل، ولكن لم يعد أحد يهتم بالأشجار اليوم. |
| - ağaç uzmanıyım ben. Buraya sadece ağaçlara bakmaya geldim. | Open Subtitles | أنا مختص بالأشجار أنا هنا فقط لألقي نظرة على الشجرة |
| Neden yüksek ağaçlara tırmanmadılar, veya yer altına göç etmediler? | TED | لماذا لم تحتمي بالأشجار الكبيرة، ولماذا لم تختبئ تحت الأرض؟ |
| Ağaçlarla ve farklı şeylerle dolu karanlık ürpertici bir orman sadece. | Open Subtitles | أظن الغابة المظلمة المخيفة مكان مفتوح مليء بالأشجار و أشياء آخرى. |
| Havadaki karbondioksiti kazıyacak büyük makineler sözümona yapay ağaçlar yapabiliriz. | TED | يمكننا نصب آليات ضخمة أو ما يسمى بالأشجار الاصطناعية، والتي بدورها سوف تنقي الجو من ثاني أكسيد الكربون. |
| Arı kovanlarının ağaçlarda olmaları gerekir. | Open Subtitles | من المفترض أن خلية النحل تكون بالأشجار. |
| Kuraklıktan mustarip düzlüklerden sonra Ağaçlı ovalar da göç eden sürülere barınaklık yapıyor. | Open Subtitles | للقطعان المهاجرة، السافانا المليئة بالأشجار تمثل ملاذ من السهول المنكوبة بالجفاف |
| Ne olmuş izliyorsa? Ya Ağaçların içindeyse ve şu an bizi izliyorsa? | Open Subtitles | حتّى لو كان يراقبنا، ماذا لو أنه بالأشجار يراقبنا الآن؟ |
| Burası büyük bir park, içinde bir sürü ağaçları - meşesi, huş, dişbudak ağaçları, gürgen, kayın, zeytin ağaçları ... | Open Subtitles | . . إنه متنزه واسع مليء بالأشجار البلوط ، البتولا، أشجار رمادية . . |
| Baksana, ağaçları tekrar saymam lazım. | Open Subtitles | يجب أن أعد قائمة جديدة بالأشجار |
| ağaçları ön-kitap olarak düşün. | Open Subtitles | فكر بالأشجار على أنها .)المصدر الذي يصنع منه الكتب( |
| Bazı örnekler görüyorsunuz. Resimlere bakarsanız rüzgarla dağılması gereken ağaç poleni çok pürüssüz. | TED | وهذه بعض الأمثلة إن نظرتم إليها فهي تبدو ملساء جدا.. وهذه حبوب اللقاح الخاصة بالأشجار وهي مخصصة لكي تنقل بواسطة الرياح |
| Gece vakti koruma, ağaç gibi olmayan bahçe servisi ve kira konratıyla ipotekten sorumlu | Open Subtitles | الأمن الليلي البستنة غير المتعلّقة بالأشجار حقّ المستأجرين باستخدام أملاكهم والحجز |
| Ancak etraftaki ağaçlara tutunarak ya da silahımın dipçiğine dayanarak yürüyebiliyordum. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي استطعت المشي من خلالها هي أن أتشبث بالأشجار |
| Bu arabaları Ağaçlarla değiştirdik, böylece artık çok katmanlı ormanlar yapabiliyoruz. | TED | نستبدل السيارات بالأشجار المستخدمة في إنشاء أحراج متعددة الطبقات |
| Kuru güney yamaçları şimdi Ağaçlarla kaplı. | TED | المنحدرات الجنوبية الجافة مغطاة الآن بالأشجار |
| Iguanodon'lar gölden su içmek için sıralandıklarında, bir Polacanthus kozalaklı ağaçlar için geride kalıyor, ve sürüden kopuyor. | Open Subtitles | مع نزول الاجوندون لأسفل النهر للشرب يتخلف ورائهم الابولاكانثوس منشغلا بالأشجار الصنوبرية ويصبح منفصلا عن القطيع |
| Ev, park ve ağaçlar tarafından korunuyordu. | Open Subtitles | المنزل كان مُؤمَّنًا بالأشجار والحديقة |
| Üç tane ağaçlarda, iki tane de mağaralarda vardı. | Open Subtitles | كان هناك ثلاث بالأشجار و اثنان بالكهوف |
| Üç tane ağaçlarda, iki tane de mağaralarda vardı. | Open Subtitles | كان هناك ثلاث بالأشجار و اثنان بالكهوف |
| Aynı yerin bu fotoğraflarını elde ettik. Ağaçlı bir tepe. | Open Subtitles | وجائتنا صور الموقع نفسه ، سفح تل مليء بالأشجار |
| Ağaçların arasında gizlenmiş eski bir tilki değili var. | Open Subtitles | ...وعلى جبلٍ مليءٍ بالأشجار مترعٍ بها تقريباً هناكَ جحرُ ثعلب |