| Bir saat içinde yeni bir anlaşma tebliği elinde olacak. | Open Subtitles | سوف يكون لديكَ مذكرة بالاتفاق الجديد خلال ساعة |
| Kardeşi araba kazası geçirmiş bir ablayla anlaşma yaptım. | Open Subtitles | قمت بالاتفاق مع أخت الشاب الذي مات بحادث سيارة |
| Ama başsavcı, bu anlaşma için bize kırk sekiz saat mühlet verdi. | Open Subtitles | المدعي العام يُمهلنا يومين لأجل التفكير بالاتفاق |
| anlaşmayı yaptığında gözlerini o güvenilmez aç gözlü orospu çocuğunun üzerinden ayırma. | Open Subtitles | بول عندما تقوم بالاتفاق ابقي عينيك على هذا الوغد الغير موثوق به |
| En azından kadınları bırak. Bu anlaşmayı yapmak için ciddi olduğunuzu gösterin. | Open Subtitles | على الاقل اطلق النساء دعني ارى مدى جديتك بالاتفاق |
| anlaşmayı bozan bir adamı. | Open Subtitles | لم علي أن استمع إليك؟ رجل يكسر بالاتفاق! |
| Tamam, anlaşma şöyle: | Open Subtitles | حسناً، إليك بالاتفاق. |
| Yardım yolda. anlaşma uygulanacak. | Open Subtitles | سنلتزم بالاتفاق |
| - Hmm... Bu nasıl bir anlaşma | Open Subtitles | هذا كيف اقوم بالاتفاق |
| anlaşma tamam. | Open Subtitles | .سأقوم بالاتفاق |
| anlaşma annen ile yapıldı. | Open Subtitles | قمت بالاتفاق مع والدتكِ |
| Belki de anlaşmayı kabul etmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب علينا أن نقبل بالاتفاق |
| Bu, anlaşmayı bozar, Alex. | Open Subtitles | هذا يخل بالاتفاق يا أليكس |
| anlaşmayı yapalım gitsin. | Open Subtitles | اذا سنقوم بالاتفاق |
| anlaşmayı kabul et. Haysiyetini geri kazan. | Open Subtitles | اقبل بالاتفاق استرجع كرامتك |
| - anlaşmayı kabul etti. | Open Subtitles | - لقد رضي بالاتفاق - |