| Lütfen beni affedin, siyah bir adam olarak, kutlama için, Obamanin seçilmesi olağanüstü bir işaretti aslında iyilğin yıllıdır, | TED | اسمحوا لي كرجل اسود بالاحتفال ان انتخاب اوباما هو اشارة غير عادية على ان الامر هو هنا سنة الاصلاح |
| Her sene bir kutlama ve seçim yapmaya, geçit törenleri ve yarışmaları gelenek haline getirdik. | TED | لذلك، كنا نقوم بالاحتفال كل سنة و نقوم باختيار.. و نقيم منافسات و استعراضات و ما إلى ذلك. |
| Eğer duvarı geçmeyi başarırsanız, kutlamak için zaman kaybetmeyin. | Open Subtitles | أو إن تجاوزتَ السياج فلا تهدر وقتاً بالاحتفال |
| Ne demek Noel'i yarın kutlamak? | Open Subtitles | بدلة الحماية و ننتظر نهاية العالم. ماذا تعنين بالاحتفال بالكريسماس غدا؟ |
| Bizim kutlamaya dalmamızdan yararlandılar. | Open Subtitles | أختى، نحن كنّا مشغولين بالاحتفال عندما أخذوا العائدة |
| Yıl dönümümüzü kutlamaya devam edeceğimi umuyor. | Open Subtitles | يقول أنّه يأمل أن أستمر بالاحتفال بعيد زواجنا |
| Bir şey yapmayacağız. Kutlamıyoruz. | Open Subtitles | لا مخططات, لن نقوم بالاحتفال |
| Sana özel bir şey almak istedim, gerçek anlamda kutlayacak bir şey. | Open Subtitles | أردت أنْ أقدّم لكِ شيء مُميّز، شيء يليق حقاً بالاحتفال بهذه المناسبة. |
| Bir hafta boyunca yoldaydım, ...ve bir partiye katılacak gibi hissetmiyorum, özellikle de eğer o kadın orada olacaksa. | Open Subtitles | كنت مسافر لأسبوع, ولا ارغب بالاحتفال خاصة ان كانت تلك المرآة - ستتواجد هناك |
| İnsanların dönüşüm sanatıyla bu kadar kolay kandırılmaları, rakunları çok eğlendiriyordu. Bu nedenle her zaferleri için kutlama düzenliyorlardı. | Open Subtitles | الراكون حقا استمتعوا بهذا البشر تم خداعهم بسهولة من خلال مهارتهم لتحول لذا هم قاموا بالاحتفال على طريقتهم بكل مرة |
| Ama şöyle diyeyim şarkıyı bitirdiğimde hoş bir kutlama olacak.* | Open Subtitles | لكن لنقل إنني عندما أنتهي من عزفها سيكون الجو مليئاً بالاحتفال |
| Hayata döndüğün için bir kutlama yapacağız. | Open Subtitles | سنقوم بالاحتفال نحتفل بانضمامك الى بقية العالم |
| Onlara kutlama olduğunu söyle. | Open Subtitles | . أدعو الجميع وأخبرهم بالاحتفال |
| Şu an kutlama yapmak istemiyorlar sanırım. | Open Subtitles | أظن أنهم لا يرغبون بالاحتفال الآن |
| Vay be, bunu kutlamak lazım. | Open Subtitles | والحقيقة أن هذا سببٌ لنقوم بالاحتفال. |
| Temiz geçirdiğimiz süreleri kutlamak gibi bir âdetimiz var. | Open Subtitles | لدينا تقليد بالاحتفال بايام الاقلاع |
| Temiz geçirdiğimiz süreleri kutlamak gibi bir âdetimiz var. | Open Subtitles | لدينا تقليد بالاحتفال بايام الاقلاع |
| Doğum gününü herkes kutlar, fakat dünyadaki son gününü kutlamak var ya işte parti diye ben buna derim. | Open Subtitles | الكل يحتفل بأعياد الميلاد ...و لكن الاحتفال بآخر لحظاتك في هذا العالم هذا ما أدعوه بالاحتفال |
| Hepimiz için otonomi ve saygıyı destekleyerek, toplumun farklılığa karşı direncini kırabilir ve bir vücuda sahip olmayı pek çok şekilde kutlamaya başlayabiliriz. | TED | عن طريق مناصرة حرية تقرير المصير والمطالبة بالاحترام لنا كلنا نستطيع تغيير مقاومة الناس للتنوع والاختلاف ونبدأ بالاحتفال بالأشكال التي لاحصر لها من الأجساد |
| Sanırım sen zaten kutlamaya başlamışsın. | Open Subtitles | يبدو أنّك بدأت بالاحتفال بالفعل. |
| Capua'daki siz, bütün saygın kişilerin şereflendirmesiyle General Cladius Glaber'in himayesini kutlamaya geçelim. | Open Subtitles | وبحضور أكثر مواطني (كابوا) احتراماً قدِموا ليشاركونا بالاحتفال ! (بحظوة المندوب (كلوديوس جلابر |
| Bir şey yapmayacağız. Kutlamıyoruz. | Open Subtitles | لا مخططات, لن نقوم بالاحتفال |
| Bu avı ben yöneteyim, avımızı avlayalım, ve bu gece köyümüz kutlayacak bir sebep bulsun. | Open Subtitles | دعني أقود هذا الصيد والليلة ستقوم القرية بالاحتفال |
| Bir hafta boyunca yoldaydım, ...ve bir partiye katılacak gibi hissetmiyorum, özellikle de eğer o kadın orada olacaksa. | Open Subtitles | ولا ارغب بالاحتفال خاصة ان كانت تلك المرآة - ستتواجد هناك |