"بالاختناق" - Traduction Arabe en Turc

• boğulmuş
• boğucu
• boğulacak
• klostrofobik

Ölesiye dövülmüş, boğazı sıkılmış ve sonra da boğulmuş.
لقد تم ضربها حتى الموت وتم خنقها... حتى ماتت بالاختناق.

Konuşma başladığında, ben boğulmuş gibi yapacağım, sen de:
حسناً، عندما تبدأ المحاضرة سأبدأ بالاختناق وأنت ستصرخ "هل من طبيب هنا؟"

Burada boğulmuş hissetmedin mi?
أعني ألا تشعر بالاختناق هنا؟

Yaz giysileri içindesin ama hava hala boğucu.
ترتدين ملابسك الصيفية، ولكنكِ تشعرين بالاختناق.

Hiç boğucu değil.
لا يشعرني بالاختناق

Ve beynimin en karanlık, en korkunç noktasına çekiliyorum ve boğulacak gibi oluyorum.
و يتم جذبي لأسفل و أسفل إلى أظلم و أحقر مكان في مخي و أشعر بالاختناق

Konforlu değil, klostrofobik.
ليست مريحة إنها تُشعر بالاختناق

Bu yüzden de kendimi boğulmuş hissediyorum.
وهذا يجعلني أشعر بالاختناق

Her zaman onun çok acımasız olduğunu söylerdim ve Sean boğulmuş hissediyor çünkü Nancy boğucu biri.
دومًا كنت أقول أنها عنيدة جدًا (شون) يشعر بالاختناق لأنها شخصية خانقة

Sürekli evin içinde boğulacak gibi olmuyor musun?
الا تشعرين بالاختناق من البقاء في شقتك طيلة الوقت؟

Bunu düşünürken klostrofobik oluyorum.
أشعر بالاختناق بمجرد التفكير في ذلك

klostrofobik hissetmeye başlamıştım.
اشعر بالاختناق قليلاً