| - Bea, eğer bu davadan bahsediyorsan, mesele seçim değil. | Open Subtitles | إذا كنت تتحدث عن هذه الحالة فإنها لا تتعلق بالاختيار |
| Sorunun bir parçası bu. seçim yapmıyorsun. | TED | هذا جزء من المشكلة. لن تقوموا بالاختيار. |
| Konuşmama, hayatta seçim yaparken yaşamayı unutmayın diyen Samuel Johnson'ın sözüyle başlamıştım. | TED | لقد بدأت بمقولة لصموئيل جونسون الذي قال أننا عندما نقوم بالاختيار في الحياة لا ينبغي لنا أن ننسى أن نعيش |
| O seçimini yaptı. seçim yapma sırası şimdi bizde. | Open Subtitles | لقد قامت بالاختيار و الان قد حان وقتنا نحن لنختار |
| Unut onu o zaman. Yani seçimini yapmış. | Open Subtitles | حسناً,انس أمرها,من ثم,أعني,قامت بالاختيار |
| Onlara bu seçimi bir daha sorduğumuzda daha önce seçmedikleri yüzü seçiyorlardı. | TED | وإذا سمحنا لهم بالاختيار مرة أخرى، سيختارون الوجه الذي رفضوه في السابق. |
| İnsan uyku iksiri ya da ayaklı ima. seç birini. | Open Subtitles | إذاً، إنسان ممل أَو إساءة مبطّنة مُتنقلة, قومي بالاختيار |
| seçim yapıyor ve bir saniye sonrasında dönüt alıyor. | TED | يقوم بالاختيار ثم يتلقى إفادة في ثانية واحدة |
| Bir noktada seçim yaptığını farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض أنّكِ بمرحلةٍ ما، ستقومين بالاختيار |
| Kendi şansını yaratmanın yolu da ortaya çıkıp, seçim yapan insanları tanımaktır. | Open Subtitles | وأحد طرق تحسين الحظ هو ان تجعلي نفسك في الخارج أن تعرفي الناس اللذين يقومون بالاختيار. |
| İlk savaşta bir seçim yaptım. | Open Subtitles | وفي معركتي الاولى ، قمت بالاختيار |
| Bu yanlış seçim yaptığın anlamına gelmez. | Open Subtitles | هذا لا يعني انكي قمت بالاختيار الخاطئ |
| Bu sanki olmuş gibi davranıyorsun ama seçimini şu an yapıyorsun. | Open Subtitles | تتصرفين وكأن ذلك يحدث لك، لكنكِ تقومين بالاختيار. |
| Yoluma çıkanı öldürürüm demiştim. seçimini yap! | Open Subtitles | أنا سأقتل كلّ من يعترض طريقي، لذا عليها بالاختيار |
| seçimini yaparsın ve arkana bile bakmazsın. | Open Subtitles | سيقوم بالاختيار ولا ينظرون الى الوراء |
| seçimini yaparsın ve arkana bile bakmazsın. | Open Subtitles | سيقوم بالاختيار ولا ينظرون الى الوراء |
| Sen seçimini yaptın. | Open Subtitles | لقد قمتي بالاختيار |
| Bizim için hoş olmayan şey o seçimi gelecek uğruna yapmaktır. | TED | وليس مقبولاً أن نقوم نحن بالاختيار بدلاً عنهم. |
| Doğru seçimi yapacağınıza eminim. | Open Subtitles | انا متأكد انكي سوف تقومي بالاختيار الصحيح |
| Benim için fark etmez, sen seç. | Open Subtitles | الزهور ام المشارب ؟ لا امانع قم بالاختيار |