| Ama günümüzde uluslararası uyuşturucu kontrol rejimi çökmeye başladı. | TED | ولكن في هذه االأيام،بدأ نظام المراقبة الدولي على المخدرات بالانهيار. |
| Ve o soğurken, artık tüm o basınçla desteklenmez ve kendi ağırlığı altında çökmeye başlar. | Open Subtitles | وبذلك لا يسعه دعم نفسه إثر انعدام الضغط الكافي فيبدأ بالانهيار على نفسه تحت تأثير وزنه |
| Bir karadelik oluşturuncaya kadar içe çökmeye devam edecek. | Open Subtitles | سيستمر النجم بالانهيار إلى أن يكوّن ثقباً أسود |
| Bir Tardis ölürken, bazen boyut setleri çökmeye başlar. | Open Subtitles | أحياناً عند احتضار التارديس تأخذ سدود الأبعاد بالانهيار |
| Bir çıkıntının üzerinden sarkan kayalar parmak uçlarının altına çökmeye başlarlar, | Open Subtitles | يتدلى من الحافة, بدأت الصخور بالانهيار تحت أنامله, |
| Adebisi ve grubu, çökmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | لقد بدأَ أديبيسي و جماعتَه بالانهيار |
| Bu zaman çizgisi çökmeye başladı. | Open Subtitles | هذا الخط الزمني بدأ بالانهيار |