| Gecenin bir yarısı, birinin gizlice buraya girmesi hiç de mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | أحدهم قام بالتسلل من المبنى في منتصف الليل مما يجعل شعوري صفر |
| Daha sonra saat sekiz gibi fırınından gizlice uzaklaşıp unlu ellerini yıkar, ve karısını arar. | TED | وحوالي الساعة الثامنة يقوم بالتسلل بعيداً من مخبزه، ينظف يديه من العجين، ويتصل بزوجته. |
| Eğer sorun oysa, çözümü çok kolay, izin isteme gizlice çıkıp gidelim. | Open Subtitles | إذا كان من المستحيل أن تدعكِ . لا تطلبي منها . سنقوم بالتسلل |
| Bağlılıkları benimki kadar tereddütsüzdü ve şimdi onlara gizli gizli dünyalarından çalarak Yıldız Geçidi programını ve insanlarını riske sokarak teşekkür ediyorsunuz. | Open Subtitles | كانت عزيمتهم شديدة مثل عزيمتي.. وتردون لهم المعروف الآن بالتسلل إلى عالمهم.. وتعريض شعبهم وبرنامج بوابة النجوم للخطر |
| Indogene gönüllülere ameliyat yaparak; içeri sızma bilgi toplama ve eline bir şans geçtiğinde öldürme görevleri veriliyordu. | Open Subtitles | متطوعين الإندوجين بدأوا بالتسلل جراحيًا داخل البشر يجمعوا معلومات و إذا وصل الأمر ، يقتلوا. |
| Antik çağlarda, düşman topraklarına sızmak için büyük ordulara hizmet etti. | Open Subtitles | في العصور القديمة خدم في جيوش عظيمة بالتسلل إلى أراضي العدو |
| Ancak, görüyorsunuz, yaşam gibi değişimler içimize sessizce sokuluyor. | Open Subtitles | و لكن التغيير مثل الحياة له طريقة بالتسلل علينا |
| Katie Jones ile gizlice eğlenceli bir pikniğe ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك بالتسلل بعيدا مع كاتي جونز في نزهة حقيقية ممتعة؟ |
| Ben de, senin başsavcılığa adaylığını kutladığımız gece oradan gizlice çıkıp Nick ile baş başa 35 saniye geçirebileyim! | Open Subtitles | وعندما نقيم حفلة بمناسبة تعيينك مدعيا عاما سأقوم بالتسلل للأعلى وقضاء 35 ثانية مع نيك لوحدنا |
| Geceleri gizlice odasına gidip, bir şeyler bırakarak mı? | Open Subtitles | بالتسلل إلي غرفتها وترك التلميحات في الليل |
| Film kiralama dükkanı gizlice girmeye çalıştığımı hatırladım şimdi. | Open Subtitles | أتذكر عندما قمت بالتسلل إلى فيلم للكبار فقط |
| Yani sonunda tekrar Jackie ile beraberim ve onu gizlice beş para etmez porno kızlarını izleyerek ödüllendiriyorum. | Open Subtitles | و أنـا أجـازيهـا بالتسلل لمشاهدة بعض المومسات السـاقطات |
| Ve sonra bir gün bir çocuk, Howard Rubenstock arkamdan gizlice geldi ve maskeyi yüzümden çekip aldı. | Open Subtitles | حتى قام احد الاولاد بالتسلل من خلفي وقام بإقتلاع الماسك من وجهي |
| Buradan gizlice kaçmaya çalışıyorsan onu biraz daha erken yapacaktın. | Open Subtitles | إذا كنت تقومين بالتسلل بالخارج يجب أن تفعلى هذا باكرا قليلا |
| - Bu iki adam bizim gizli evimize girip, iki üyemizin onurunu kirletip, ödül kazanmış gül bahçemizi yıkmakla suçlanıyor. | Open Subtitles | هذان الرجلان متهمان بالتسلل لمنزلنا المقدس و الإعتداء على مستجدتين و تحطيم حديقة أزهارنا الحاصلة على جوائز |
| Pinter'ın tiyatro oyunları misali gecenin bir yarısı, gizli gizli buluşan siz değilsiniz sanki! | Open Subtitles | كأنكم الاثنين لم تقوموا بالتسلل في الساعات المتأخرة كأنكم في مسرحية لبينتر؟ |
| Baban ile yerel bir milis grup içinde gizli görevdeydik. | Open Subtitles | قمتُ أنا وأبوكي بالتسلل ضمن إحدى الميلشيات المحليّة |
| Sahilden düşman bölgesine sızma diye bir şey duymuş muydunuz? | Open Subtitles | هل سمعت بالتسلل من الشاطئ |
| Öyle alelade bir hırsız değil... Bir yerlere sızma uzmanıyım lan. | Open Subtitles | لستُ مجرّد لص، متخصص بالتسلل. |
| Hey, seksi onlar "Muskrat Love" şarkısına başlamadan önce tekrar yukarıya sızmak ister misin? | Open Subtitles | هل ترغب بالتسلل مرة أخرى؟ قبل أن يغنوا أغنية أخرى؟ |
| Bu nedenle onun asıl kimliğini ortaya çıkarmanın tek yolu Kremlin'in kendisine sızmak. | Open Subtitles | لذلك فالطريقة الوحيدة لاكتشاف هويته الحقيقية هي بالتسلل إلى "الكرملين" |
| Buraya sessizce sızarak ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تفعلين بالتسلل حول المكان ؟ |
| Arkasından sessizce sokulmuştum. | Open Subtitles | مره قمت بالتسلل من خلفها |