| Ve hala olanlar sanki yavaş çekimde olmuş gibi geliyor. | Open Subtitles | ومع ذلك بدا كل شيء وكأنه يحدث بالتصوير البطيء |
| yavaş çekimde lalelerin arasında at bindiği kendi filmi de birincisiymiş. | Open Subtitles | بالمركز التالي بعد فيلمه وهو يركب حصان بالتصوير البطيء |
| Haşinliğini sonradan... yavaş çekimde izleyince anladık. | Open Subtitles | لذلك فيما بعد،عندما شاهدناه بالتصوير البطيء يمكنك أن تدرك حقا مدى ضراوته |
| Şişman bir adamın gülleyi midesiyle yakalamasını ağır çekimde izlemek gibi. | Open Subtitles | أشبه بمشاهدة رجل بدين يركض وراء كرة معدنية وبطنه بالتصوير البطيء. |
| Bir kazayı ağır çekimde izler gibiydi. | Open Subtitles | و كما لو أنها تشاهد حادثة بالتصوير البطيء |
| ağır çekimde baktığımızda tam kamera yere düşmeden önce... | Open Subtitles | بالتصوير البطيء, منذ أن إرتطمت الكاميرا بالأرض |
| Kaçırmak imkânsızdı. ağır çekimde yaptın. | Open Subtitles | لم يسعني إغفالها إذ أنّها كانت بالتصوير البطيء |
| Lisemin etrafında ağır çekimde yürüyor gibiyim. | Open Subtitles | كأنني كنت أسير في مدرستي الثانوية بالتصوير البطيء |