| Bazı polisler suç işlenmeden evvel olacakları öngörebiliyor. | TED | من الشرطة من يستطيع الاستنباء بالجرائم العنيفة قبل حتى وقوعها. |
| suç dolu hayatımda geçirdiğim en kolay sorgulamaydı. | Open Subtitles | تلك هي أسهل طريقة للإستجواب التي تعلمتها من حياتي المليئة بالجرائم |
| Ben de ahlak masasından çıkıp cinayet masasına girmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد الخروج من قسم مكافحة الرذيلة وولوج التحقيق بالجرائم |
| - Güvenebileceğim bir erkek bulsana. cinayet masasına geçmek istiyorum, ağabey. | Open Subtitles | حسن، جد لي رجلاً يمكنني الوثوق به أحتاج أن أنتقل للتحقيقات بالجرائم يا أخي |
| Neden ağır suçları itiraf edip bunu inkar etsin ki? | Open Subtitles | أعني لما قد يعترف بالجرائم الثقيلة وينكر هذه الحادثة |
| Onu alt katta bir hücrede tutuyoruz. cinayetlerle ilgisi yok. | Open Subtitles | تم حجزه في زنزانة أسفل الدرج ...لم يتم ربطه بالجرائم |
| Adamı garanti için tutuyoruz... araştırdığımız suçlarla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | ـ نحن نحتجز الرجل للتحقيق لقد ناقشنا كل ما يتصل بالجرائم |
| Büyük ihtimalle işçi olarak çalışıyor, kendine saygısı az suç oranı yüksek bir yerde yaşıyor. | Open Subtitles | أنه يعمل في وظيفة وضيعة يُعاني من عدم احترامه يعيش في منطقة مليئة بالجرائم |
| Bir suçlunun profili ilk kez New York'lu bir polisinin, suç psikiyatristi olan bir arkadaşından bir bombacı dosyasında yardım istemesi üzerine çıkarıldı. | Open Subtitles | اتعرفون, القضايا الاولى لتوصيف المجرمين حدثت عندما قام شرطي من مدينة نيويورك طلب من طبيب نفسي مختص بالجرائم |
| Üç ayrı suç mahallinde de aynı silahın kullanıIdığını kanıtlamak için bir kurşun bulmak zorundayız. | Open Subtitles | تم أخراجهم من طلقات المسدس بالمقعد الخلفي لذا نحتاج أن نجد رصاصة لنثبت أنه نفس الشخص بالجرائم الثلاثة |
| Bu andan geçerli onun insanlığa karşı suç işlediği hakkındaki tüm suçlamaları geri çekiyorum. | Open Subtitles | أنا أطالب حالاً بإسقاط كل التهم التي تدعو بالجرائم ضد الإنسانية |
| - Yüzbaşı, ahlak masasından cinayet masasına atanmanız gerektiğine inanıyor. | Open Subtitles | يرى القائد بأنّه يجدر إعادة تعيينك من مكافحة الرذيلة إلى التحقيق بالجرائم |
| 33 cinayet suçlaması hakkında sanık hakkındaki kararınız? | Open Subtitles | بالجرائم الثلاث وثلاثين ماذا تجدون المتهم؟ |
| O zaman güzel bir tane seç, içinde bol cinayet olanlardan. | Open Subtitles | حسنا, اختار لنا واحدا جيدا ملئ بالجرائم |
| Görünüşe göre mahkumlar, yanınıza gelip işledikleri suçları size anlatıyor siz de mahkemeye çıkıp aleyhlerinde ifade veriyorsunuz. | Open Subtitles | يبدو وكأن السجناء يأتون إليك ويخبرونك بالجرائم التي ارتكبوها حتى تشهد عليهم |
| Tahta karşı işlenen suçları ona bildirmeye yemin ettim. | Open Subtitles | من واجبي أن أعلمه بالجرائم المُرتكبة ضد العرش. |
| Bak, Kane'in cinayetlerle bağlantısını... ispatlamak için ihtiyacımız olan son kanıt buydu. | Open Subtitles | هذه هي القطعه الاخيره من الادله التي نريدها لنربط كين بالجرائم |
| Fakat cinayetlerle ya da şebekeyle ilgisi olduğuna dair en ufak kanıtımız yok. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد لدينا أي دليل يربطه بالجرائم أو بالعصابة |
| Bugün buraya parafililer ve vahşi suçlarla ilişkileri üzerine konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لأحدثكم عن البارافوليا و علاقتهم بالجرائم العنيفة |
| Cinsel suçlar konusunda uzmanım ve İspanyolca biliyorum. | Open Subtitles | انا تخصصت بالجرائم الجنسية وانا اتحدث الاسبانية |
| Ben sadece gerçekle ilgileniyorum ve cinayeti soruşturuyorum. | Open Subtitles | أنا أولى إهتماما إحترافيا بالجرائم يا مدام |
| Eski Cinayetleri gözden geçirip, yeni tanıklar buluyoruz. | Open Subtitles | كما نحقق مجدداً بالجرائم القديمة ونجد شهود جدد |