| 20 yaşımda iktidarsız olduğum yaz aylarına nostaljik bir dönüş yapmış gibiyim. | Open Subtitles | أنا أخبرك يا روز أنني ما زلت أشعر بالحنين إلى ذلك الصيف |
| O nostaljik anları yaşamaktan başka çaremiz yoktu. | Open Subtitles | لم يكن بوسعى إلّا الشعور بالحنين إلى بعض الذكريات |
| Anlıyorum, biraz ev hasreti çekiyorsun ancak saat sabahın 3'ü. | Open Subtitles | أنا أفهم انت تشعر بالحنين للمنزل لكن انها الثالثة فجرا |
| Sadece geçmişimi özledim. | Open Subtitles | .. انا فقط اشعر بالحنين للماضي .. |
| Bakın bayan, ben nostalji hayranı değilim, benden ne istiyorsunuz? | Open Subtitles | انظُري يا سيدَة، أنا لا أكترِث بالحنين إلى الماضي لِذا، ماذا تُريدين؟ |
| Bir çeşit memleket özlemi vardı içimde özellikle bir sokağı özlüyordum aklımdan çıkmayan o sokak. | Open Subtitles | كنت أشعر بالحنين إلى الوطن خصوصاً إلى شارعٍ وحيد شارعٍ لطالما فكرت فيه |
| nostaljik olduğunda tuzlu yemekler pişirirdi. | Open Subtitles | عندما تشعر بالحنين فانها تطبخ طعاما مالحا أما عندما تشعر بالاكتئاب |
| nostaljik bir hava yaratıyor. | Open Subtitles | يعجبني أن كلّ شيء باللون البني، يشعرني هذا بالحنين |
| Bu kadar nostaljik hissediyorsan, Bill, sormam gerekli, ne oluyor lan? | Open Subtitles | إذا كُنت تشعر بالحنين لكل ذلك, عليّ سؤالكَ, ما خطبك؟ |
| Artık özele giriyor. Benim için nostaljik hissettiğimde dinlenilen bir şey. | Open Subtitles | إنّه أمر خاص الآن، لأجلي لاستمع إليه عندما أشعر بالحنين. |
| Bence çok nostaljik. Aileyi hayatı boyunca tanıdı. | Open Subtitles | أعتقد انه يشر بالحنين إنه يعرف العائلة منذ صغره |
| Kraliyet düğünü gibi bir şey. nostaljik olmalısın. | Open Subtitles | كما لو أنّه حفل زفاف ملكي، لابد أنّك تشعر بالحنين. |
| Aniden ev hasreti hissettim ve kendimi uçakta buldum. | Open Subtitles | لقد شعرت بالحنين لوطنى فجأة وقد امسكت بأول طائرة. |
| O yüzden Marshall ev hasreti çektiği zamanlarda gittiği mekanına Robin'i götürdü. | Open Subtitles | لذا مارشال اخذها للمنطقة التي يقصدها عندما يشعر بالحنين الى الوطن |
| Burayı çok özledim. | Open Subtitles | أنا كنت حقاً مصاب بالحنين إلى الوطن |
| Yani Dusty harika ama buraları özledim. | Open Subtitles | أقصد " دوستي " رائع لكن أشعر بالحنين لهذا المكان |
| İtiraf etmeliyim ki, sizi böyle görmek bana eski günleri hatırlatan bir nostalji yaşatıyor. | Open Subtitles | رؤيتكم أنتم الثلاثه هكذا يعطينى الشعور بالحنين للأيام الماضيه |
| Eskiden bir okul öğretmeniydim, o yüzden nostalji yaşadım. | Open Subtitles | لقد كنت أستاذ مدرسة الماضي . لذا شعرت بالحنين |
| Şiddetli biçimde bir arkadaş özlemi çekiyordum, beni sımsıkı saracak, huzur verecek bir arkadaş... | Open Subtitles | شعرت بالحنين إلى الرفقة وأن يعانقني أحدهم لأشعر بالراحة |
| Bugünden sonra eleştirilerim olan anne sütüne özlem duyacaksınız. | Open Subtitles | حسنا بعد اليوم سوف تشعرون بالحنين لحليب امهاتكم لانه كان شبيها بانتقاداتي |
| Evimi çok özlersem başkentteki mekânınıza kesinlikle uğrayacağım. | Open Subtitles | بالتأكيد سأستقل طائرة لـألبانيا إن شعرت بالحنين للوطن. |
| Evini özlemesini sağlayacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | -يعتقدون بأنـّها ستشعرها بالحنين إلى البيت |
| Bunun üzerine nostaljiye mi kapıIdın? | Open Subtitles | وكل هذا أوصلك لماذا ؟ بالحنين . أليس كذلك؟ |
| Kimseye inanmazsınız, eskiden itilip kakılırdınız, hiç bir zaman evinizi özlemezsiniz. | Open Subtitles | أنت لا تثق بأحد ... وتستغل الظروف وإذا مللت ممّن حولك لن تشعر بالحنين إلى بيتك |