| Yine de ona hardallı ve jambonlu maskeyi almak için mümkün olan her şeyi yaptın. | Open Subtitles | و رغم ذلك فعلت المستحيل لتحضره له مغطى بالخردل و لحم الخنزير |
| Yine de ona hardallı ve jambonlu maskeyi almak için mümkün olan her şeyi yaptın. | Open Subtitles | نعم و رغم ذلك فعلت المستحيل لتحضره له مغطى بالخردل و لحم الخنزير |
| Izgaramızda dana sırtından, turplu... hardallı ve fıstık ezmeli pirzola var. | Open Subtitles | شوائنا , ظهر طفل رضيع بالخردل واضلاع مغطاه بالفستق والزبدة |
| Bir tane, lütfen. Hardal. Sağol. | Open Subtitles | واحد، رجاءً بالخردل من فضلك شكراً لك ماذا أَدين؟ |
| Birlerin kutsal annesi, Hardal yüzlü kurtarıcımız halen arınmamış, aramızda saklanan bir Beş var. | Open Subtitles | أم أصحاب النقطة العظيمة المنقذة ملطخة الوجه بالخردل لا يزال هناك أحد أصحاب الـ 5 نقاط يختبئ بيننا و لم يتم تطهيره |
| Ve kızsı arabanın hardala bulandığı. | Open Subtitles | عندما غُطّيت سيارتك الأنثويّة بالخردل. |
| Her maça gittiğimde 2 tane sosislimi alırdım. hardallı ve soslu. | Open Subtitles | وفي كل مباراة أعتدت أن اطلب أثنان من النقانق بالخردل |
| Tamam, iki tane hardallı ve çeşnili ve... | Open Subtitles | حسنا, شطيرتان بالخردل و البهارات |
| Bekle, dur. Bu da ne? İnsanların yemeyeceği bir yemeğin yanında duran hardallı bir peçeteymiş sadece. | Open Subtitles | مهلاً ، ما هذا؟ هذا منديل مليء بالخردل |
| Çok güzel hardallı tavşan yapar. | Open Subtitles | إنها تطهو "أرانب بالخردل" شهية |
| İki hardallı. Benimki acılı. | Open Subtitles | اثنان بالخردل وأريدها بالشطة |
| Çavdar üstüne hardallı sığır pastırman. | Open Subtitles | بسطرمة بالخردل بخبز الغاودار. |
| Çavdar üstüne hardallı sığır pastırması mı? | Open Subtitles | بسطرمة بالخردل بخبز الغاودار؟ |
| hardallı mı mayonezli mi? | Open Subtitles | بالخردل أم بالمايونيز؟ |
| - hardallı sosisli ve birayı severim. | Open Subtitles | "وأحب النقانق بالخردل والجعة" |
| Yanında birayla hardallı sosisli severim. | Open Subtitles | "أحبّ السجق بالخردل والجعّة" |
| Ne zaman yüzlerce insanın karşısında başarısız olmaktan endişelensem, kendimi kusturup o hissi içimden atmak için bir kaşık dolusu Hardal yerim. | Open Subtitles | عندما أقلق من الإختناق أمام مئات من الأشخاص أتناول ملعقة مليئة بالخردل لكي أتقيأ |
| Ben de. Ama önce yemek yemem gerek. Hardal soslu tavuk. | Open Subtitles | أتّفق معكِ، ولكن أوّلاً أريد أنْ أتناول دجاج بالخردل. |
| - Hardal ve ketçap? | Open Subtitles | بالخردل أم بالكاتشب؟ |
| - Hardal soslu tavşan. | Open Subtitles | -أرانب بالخردل |