| günah çıkarma odasında mastürbasyon yapmanın... günah anlayışımı cezbeden bir tarafı vardı.. | Open Subtitles | كانت هناك شئ في الاستمناء على كرسي الاعتراف يجعلني اتجاوز الاحساس بالخطيئة |
| Çünkü sözümona Katoliklerin çoğu modern kitleye katıldı, cemaate elleriyle dokunuyor ve ölümlü günah devletinde yaşıyorlar. | Open Subtitles | لأن أغلب من يسمون بالكاثوليك يحضرون القداس الجديد يلمسون القربان بأيديهم وينغمسون بالخطيئة البشرية |
| Bana "Margaret" deme. O isim gömülmüş olması gereken bir günah. | Open Subtitles | لا تناديني مارجريت هذا الإسم محروقٌ بالخطيئة |
| Bizi ölümcül günaha sürükleyip felakete götürecek şeytanla savaşacak olandır. | Open Subtitles | ويقاتلون الشر الذي سيحكم علينا بالخطيئة الأبدية |
| günaha belendin, Meryem. Namusumuzu kirlettin! | Open Subtitles | أنتِ ملوثة بالخطيئة يا مريم وجلبتي لنا العار |
| Evet, yarın işleyeceğim günahı şimdiden itiraf etmek istiyorum. | Open Subtitles | نعم . اريد أن اعترف اليوم بالخطيئة التي سأرتكبها غدا |
| Sanırım herkes gibi o da günah işlemeyi cumartesi akşamına saklardı. | Open Subtitles | أظن أنه احتفظ بالخطيئة لليلة السبت كما يفعل الجميع. |
| Adamım, sahada bir yerim olduğu söylenmişti bana ama anlaşılan erken gelerek büyük bir günah işlemişim. | Open Subtitles | رجلي، قيل لي أن لدي مقعد أرضي الليلة لكن يبدو أنني وقعت بالخطيئة العظمى وهي الوصول مبكرًا |
| İncil bize hepimizin günah içinde doğduğumuzu, ve her birimizin doğarken lanetlendiğini söyler. | Open Subtitles | يخبرنا "الإنجيل" أننا جميعاً ولدنا بالخطيئة. كلّ منّا لُعن عند الولادة. |
| "... biri günah sunusu, öbürü yakmalık sunu olmak üzere iki güvercin sunmalı." | Open Subtitles | "عليها أن تأخذ حمامتين, حمامة لحرق الضحية والأخرى للتضحية بالخطيئة" |
| Sevgilim ve ben günah içinde yüzdük. | Open Subtitles | محبوبي العزيز أنا أعيش سعيد بالخطيئة |
| New Orleans bir numaralı günah şehri. | Open Subtitles | نيو اورليانز هي المدينة رقم 1 بالخطيئة. |
| Katoliklere göre sorun itiraf etmenin de günah olarak kabul edilmesiydi. | Open Subtitles | المشكلة أنه بالعودة إلى المذهب الكاثوليكي... عدم الاعتراف بالخطيئة تعد خطيئة أخرى |
| Onun kılık kıyafet giymiş, bir günah olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | أنا أعتبرهُ كمنّ تلبسّ بالخطيئة |
| Bunun bir günah olduğunu hissediyordum. | Open Subtitles | وقد شعرت بالخطيئة لاني احسست بذلك |
| Öyleyse şimdi günah dudaklarımda kaldı. | Open Subtitles | أو تحتفظ شفتاي بالخطيئة |
| O'nun hikmetinin sırlarını kontrol etmek bizi günaha sürükler. | Open Subtitles | انه يبتلينا بالخطيئة لكي نقف على أسرار حكمته |
| Sadece düşünsen bile günaha girmiş sayılırsın. | Open Subtitles | ،أذا فكرت بالخطيئة أذاً تكون قد ارتكبتها |
| günaha inansaydım. | Open Subtitles | "لو آمنتُ بالخطيئة" |
| Elfler, insanlar Adem ve Havva'nın ilk günahı yüzünden lekelenmeselerdi neye benzeyeceklerini temsil eden, mükemmele yakın özelliklere sahip ölümsüz canlılardan oluşan bir ırktır. | Open Subtitles | فهم جنس كائنات خالدة شبه مثالية ويمثلون الصورة التي يتمنى أن يكون عليها البشر لو لم يتلوثوا بالخطيئة الأولى لآدم وحواء |
| Ben basitçe günahı gösterdim. | Open Subtitles | أنا فقط ببساطة,عرّفت بالخطيئة |