| Kolay seçimlerle dolu bir dünya bizi gerekçelerin kölesi ederdi. | TED | عالم مليء بالخيارات السهلة فقط من شأنه أن يستعبدنا للأسباب. |
| Oğlum hayatın her alanı zor seçimlerle dolu. | Open Subtitles | بني، الحياة مليئة بالخيارات الصعبة. |
| Bu demek oluyor ki, artık onun acısını dindirmek için başka seçenekleri, başka yöntemleri düşünmenin vakti gelmiş olabilir. | Open Subtitles | يعني أنه قد حان الوقت للبحث بالخيارات البديلة لتخليصها من الألم |
| - Sayın Başkan biraz durup diğer seçenekleri de değerlendirelim isterseniz. | Open Subtitles | سيادة الرئيس، أيمكننا أن ننتظر قليلاً والتفكير بالخيارات الأخرى؟ |
| Bir çok ölü var ama diğer seçeneklerle karşılaştırıldığında en iyi yol gibi duruyor. | Open Subtitles | هنالك العديد من الموتى فيه ولكن مقارنة بالخيارات الأخرى هو الأفضل |
| Aptalca seçimler yapma yeteneği olmadan hayat nasıl olurdu? | Open Subtitles | ما الهدف من الحياة إن لم تستطع القيام بالخيارات السخيفة؟ |
| Bence, üzerine düşeni yapıp vermen gereken kararları vermelisin. | Open Subtitles | اعتقد يجب ان تقوم بعملك, وتقوم بالخيارات التي يجب ان تقوم بها. |
| Bunun yapılan seçimlerle ya da seninle bir alakası yok. | Open Subtitles | لا يتعلّق الأمر بالخيارات أو بكِ |
| Bunun yapılan seçimlerle ya da seninle bir alakası yok. | Open Subtitles | لا يتعلّق الأمر بالخيارات أو بكِ |
| Hayatim beklenmedik seçimlerle doluydu. | Open Subtitles | حياتي كانت مليئة بالخيارات الغير متوقعة |
| Yasam zor seçimlerle dolu. | Open Subtitles | الحياة مليئة بالخيارات الصعبة |
| - Hayat zor seçimlerle doludur. | Open Subtitles | و(أيريس) تموت الحياة مليئة بالخيارات الصعبة |
| O halde diğer seçenekleri gözden geçirmemiz gerekecek. | Open Subtitles | اذن علينا أن النظر بالخيارات الأخرى |
| Tercihler ve sayfa seçenekleri olan bir menü açılacak. | Open Subtitles | ستظهر لك قائمة منسدلة مليئة بالخيارات |
| Sadece seçenekleri bilmek istemiştim. | Open Subtitles | فقط لإعلامي بالخيارات |
| İnsanlar olarak, hayatın sunduğu seçeneklerle zaman geçiriyoruz... | Open Subtitles | "يقضون الناس الوقت، مستمتعين بالخيارات التي منحتها لهم الحياة" |
| Avantajlı bir başlangıçla ve seçeneklerle onu şaşırtacağım. | Open Subtitles | سوف أنطلق وأفاجئها بالخيارات |
| Süpermarketler seçeneklerle dolup taşıyor. | Open Subtitles | يفيض السوق بالخيارات. |
| Bunu bir kez anladığında, özgür olduğunu ve hayatın aslında sadece bir seçimler silsilesi olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | عندما تفهم ذالك ترى بأنك حر و الحياة مليئة بالخيارات |
| İyi seçimler yapıp hayatına çekidüzen veriyorsun. | Open Subtitles | انظر، أنت تقوم بالخيارات الجيدة تقوم بلم شتات حياتك |
| Büyürken,.. ...hep yanlış kararları verdin,.. ...başını derde soktun. | Open Subtitles | وأنت تكبر، كنت دائما تقوم بالخيارات الخاطئة وتقع في المشاكل. |
| Birinin zor seçimleri yapması gerek. | Open Subtitles | شخص ما عليه أن يقوم بالخيارات الصعبة في هذا المكان |
| Derken yaptığım seçimlerden mutsuzum demiyorum da... | Open Subtitles | ليس و كانني لست سعيدة بالخيارات ألتي اختارتها و لكن |