"بالدرج" - Traduction Arabe en Turc

• çekmecede
• Çekmeceye
• merdivenlerin

Yatağının yanındaki çekmecede bir silahı vardı.
كان يحتفظ بمسدس بالدرج قرب السرير.

En üst çekmecede uzun bir kutu olacak.
بالدرج الأوّل ستجد صندوقاً طويلاً.

Mektuplar çekmecede durmalı.
لابد وأن الخطاب بالدرج. لا تقترب منه.

Beni de yanında büroya götürüp bir Çekmeceye tıkmak ve canın sıkıldığında açmak istiyorsun.
تريدين أن تأخذيني للعمل معك... وتضعيني بالدرج وتفتحينه... متى ما أردتِ.

Şu Çekmeceye koyuver.
ضعيها بالدرج لو سمحت

Bu merdivenlerin diğer adı "Kalp durduran taş merdivenler." dir
إنها معروفة بالدرج الكاسر للقلوب الحجري

Evrakların orta çekmecede. - Tam arkamdaki çekmece.
وثائقك بالدرج الأوسط، خلفي هناك.

çekmecede, çekmecenin içinde.
بالدرج بالدرج..

Küba malı olanlar soldaki çekmecede.
السيجار الكوبى بالدرج الأيسر.

Onun sikini çekmecede çarptıktan sonra.
بعد أن أغلق على قضيبه بالدرج

Solundaki orta çekmecede.
بالدرج الصغير ،على يساركِ.

Bütün legoların alt çekmecede.
كل ملصقاتك بالدرج السفلي

Gördüm, en üst çekmecede.
أجل، لقد وضعته بالدرج العلوي

- En üst çekmecede.
-إنها بالدرج الأول

Evet, sağdaki ikinci çekmecede.
- فلنبدأ - اجل بالدرج الثاني

Çalışma odasındaki çekmecede.
-بمكتبه، بالدرج الأول

Bunları çekmecede buldum.
-رأيت هذا بالدرج

Çekmeceye bakmanı istiyor.
يريدك ان تبحث بالدرج

İkisi Gaelle ile birlikte, biri merdivenlerin yanında.
إثنان مَع جايلي، واحد بالدرج.