| Hizmetçisi köpük banyosunu hazırlıyor. | Open Subtitles | تقوم خادمتها يتحضير حمام لها بمغطس مليئ بالرغوة |
| Bırak da doldurayım. Bardağın köpük dolu. | Open Subtitles | دعني أملأ كوبك لقد كانت مملوءة بالرغوة |
| Sahilde yürümekten ve sıcak, köpüklü banyo yapmaktan hoşlanırım. | Open Subtitles | أحب المشي لمسافات طويلة على الشاطئ وحماماً دافئاً مفعماً بالرغوة والفقاقيع |
| En eski kayıtlar bize tohumların çekildiğini ve mısır unu ile acı biber karıştırılarak bir içecek yapıldığını anlatıyor, yani bir bardak rahatlatıcı sıcak kakao yerine acı, canlandırıcı ve köpüklü bir karışım. | TED | تروي لنا السجلات القديمة أن الحبوب كانت تُطحن وتُمزَج مع دقيق الذرة والفلفل الحار لصنع الشراب ليس كوبًا من الشوكولاتة الساخنة للاسترخاء، ولكن مزيجًا مرًا منشطًا مكسوًا بالرغوة. |
| Anladık ki, bu geceki konserde kızların arasında, köpükle maden arayacaksınız, değil mi? | Open Subtitles | نحن نفهم أنه خلال الحفل الليلة سوف تغمرون الفتيات في الجمهور بالرغوة البيضاء. هل هذا صحيح؟ |
| Ciğerlerinin dörtte birini köpükle doldurmak istiyorum. | Open Subtitles | -أريد ملء ربعها بالرغوة |
| Bunu duyan Ludendorff kriz geçirdi. Ağzından köpükler çıkarak yere yığıldı. | Open Subtitles | عندما سمع "لودوندورف" ذلك عانى من نوبة وسقط على الأرض وإمتلأ فمه بالرغوة ، |
| Dyess Hava Üssü, biyo-ajanlara karşı köpük ve uzmanlar getirdi. | Open Subtitles | "أستدعينا خبراء فى حالة إذا طارت "أي إف بي فيمكن السيطرة عليها بالرغوة |
| Ortaokul öğrencileri ile gençlere uygun parklar tasarlamaya çalıştığımızda, serbest paraşüt ve yelken kanat resimleri çizdiler (Kahkahalar) ve tramplenden kocaman köpük çukurlara atlama resimleri. | TED | عندما عملنا مع طلاب المرحلة المتوسطة لتصميم متنزهات صديقة للمراهقين، رسموا صورًا للقفز بالمظلات وللطيران الشراعي. (ضحك) وللقفز من الترامبولين إلى حفر كبيرة مملوءة بالرغوة. |
| Ekstra köpük, adamım. | Open Subtitles | بالرغوة الإضافية ، يا رجل. |
| Alevlerin üzerine köpük sıkın maskelerinizi takın. | Open Subtitles | نحتاج لرش هذه النيران بالرغوة... وقوموا بلبس الأقنعة! |
| Bir köpüklü soyalı kahve isterim. | Open Subtitles | أردت قهوة بحليب بنّ فول صويا بالرغوة. |
| extra köpüklü duble espresso macchiato. | Open Subtitles | قهوة "إسبريسو ماكياتو" مضاعفة بالرغوة الإضافية. |
| Ağzı hep köpüklü olduğu için baloncuk adını taktım. | Open Subtitles | أنا أسميه فقاعات لأن فمه مليء بالرغوة |
| - Ben ekstra köpüklü, çift... - NCIS. | Open Subtitles | -سأخذ كأس مزدوج بالرغوة الإضافية |
| Her şey köpükle kaplı, şirketin malı, yani güvenli. | Open Subtitles | كل شيئ مغطى بالرغوة وهي ملك شركة وبذلك تعرف أنه آمن |
| Kıyı köpükle ve çöple dolar. | Open Subtitles | يمتلئ الساحل بالرغوة والقمامة. |
| Ciğerlerinin dörtte birini köpükle doldurmak istiyorum. | Open Subtitles | -أريد ملء ربعها بالرغوة |