| - Evet, öyle. köşeye gidip, ayakta durayım mı? | Open Subtitles | إذاً هل يمكنني الذهاب والوقوف بالركن ؟ |
| Eğer birisi gelirse köşeye geç, tamam mı? | Open Subtitles | إن اتى شخص ما ابقى بالركن حسناً؟ |
| Her neyse, bir köşede... oturan bir beyefendi, hiçbir şey demiyor. | Open Subtitles | على أية حال، كان يجلس هذا الرجل الإنجليزي بالركن |
| Her neyse, bir köşede oturan bir İngiliz beyefendi hiçbir şey demiyor. | Open Subtitles | على أية حال، كان يجلس هذا الرجل الإنجليزي بالركن |
| Evet. Kasayı alıp köşedeki konferans odasına getirin. | Open Subtitles | خذ الحقيبة الى الداخل وادخلة الى حجرة الاجتماع بالركن |
| köşedeki benim dirseğim. Karının daha sonra işi var mı? | Open Subtitles | هذا مرفقي الذي بالركن ماذا ستفعل زوجتكَ لاحقاً؟ |
| 2-3 köşesinde 12 metre batıya doğru başka bir merdiven daha var. | Open Subtitles | هناك مهبط سلالم آخر بالركن 2-3 ، على بعد 40 قدم مباشرة صوب الغرب |
| Sadece klasörü sağ köşeye... | Open Subtitles | ...اذهبى للقائمة العليا بالمجلد الأيمن بالركن |
| Kimse köşeye bebek koymaz. | Open Subtitles | "لا أحد يضع طفل بالركن" من الفيلم |
| köşede esmer bir kadın oturuyordu. Onunla konuşmak istemiştim. | Open Subtitles | كان هناك امرأة سمراء تجلس بالركن أردت التحدث معها |
| Bırak gelsin. Bir köşede oturur. Kimseye zararı dokunmaz. | Open Subtitles | دعه يدخل ، سيجلس بالركن لن يزعج أحداً |
| Ve uzak köşede geyik iliğimiz var. | Open Subtitles | و بالركن البعيد هناك لدينا نخاع الغزال |
| Evet evet, arka köşedeki rafta. | Open Subtitles | انه بالركن هناك اخدمى نفسك |
| Akşam yemeğinden sonra buluşalım mı? Birch caddesiyle 9. caddenin köşesinde. | Open Subtitles | أتقابلني بعد العشاء بالركن التاسع و"بيرش"؟ |
| Gece mesaisinden dönen terzi bir kadın Ella'nın öldüğü sokağın köşesinde bekleyen bir adam görmüş. | Open Subtitles | خياطة كانت مُغادرة لمُناوبة ليليّة رأت رجلاً ينتظر بالركن قرب الزقاق حيث قتلت (إيلا). |