| Evet, hep trafikte pislik yapan birini öldürmek istemişimdir. | Open Subtitles | نعم ، طالما رغبت بقتل الاغبياء الذين لا يعرفون القيادة بالزحام |
| Belki trafikte sıkışmıştır. Amirale soru soramayız. | Open Subtitles | ربما علق بالزحام انظر لا نستطيع استجواب العميد بانفسنا |
| Donner bulvarında ambulans trafikte kalmış, içinde kalp krizi geçiren bir hasta var. | Open Subtitles | سيارة إسعاف عالقة بالزحام بشارع دونير وبها مصاب بأزمة قلبية. |
| Eger trafiğe kalmazlarsa 15 dakikamız var. | Open Subtitles | أظن بأن لدينا 15 دقيقة تقريباً إذا لم يصتدموا بالزحام |
| trafiğe çıkmak için sinyal veriyorum. | Open Subtitles | يجب أن أوضح أننا سنعلق بالزحام |
| Beni alkışlar değil, sen dışlıyordun. | Open Subtitles | ليس بالزحام يا حبيبى ، بك انت |
| Beni alkışlar değil, sen dışlıyordun. | Open Subtitles | ليس بالزحام يا حبيبى ، بك انت |
| Sanırım trafikte sıkışıp kalmışlardır. | Open Subtitles | ربما أنه علق بالزحام |
| Supergirl trafikte sıkışan ambulansı ve içindeki kişinin hayatını kurtardı. | Open Subtitles | (سوبر جيرل) أنقذت سيارة إسعاف عالقة بالزحام منقذة حياة المريض بداخلها. |
| trafiğe neden oluyoruz. | Open Subtitles | نحن نتسبب بالزحام |
| trafiğe takıldık. | Open Subtitles | علقنا بالزحام |
| - trafiğe takıldık. | Open Subtitles | علقت بالزحام |