| Hayır. Kavga ediyormuşuz gibi yaparken halıya takılıp düştüm. | Open Subtitles | عندما تظاهرنا بالعراك بسبب المسدس, تعثرت بالسجادة و وقعت, |
| Eğer onu çözersek, halıya sarıp ahıra götürebiliriz. | Open Subtitles | لو حللنا وثاقه، يُمكننا لفّه بالسجادة وسحبه إلى الحظيرة. |
| Sen de halıya sıçıyorsun. | Open Subtitles | لأنك تتعلق بالسجادة |
| Ayaklarımın altında halıyı hisseder hissetmez, yere uzanacağım tam onun önüne. | Open Subtitles | حالما أشعر بالسجادة تحت قدمي سأجلس أمامه بالضبط |
| Bir Tatum özel haberi. Sonra önüme kırmız halıyı serecekler. | Open Subtitles | سبق صحفي فحسب من طراز (تاتوم) وسوف يفترشون الأرض بالسجادة الحمراء |
| halıya takılıp düştü. | Open Subtitles | لقد تعثر بالسجادة |