| Buluşmam gereken bir pokerci var sonra da biraz satranç oynarız. | Open Subtitles | هناك لاعب بوكر علي مقابلته, و من ثم سنلعب قليلاً بالشطرنج |
| satranç fikirleri vücudunun parçaları gibi vazgeçmeye hiç niyetli değil. | Open Subtitles | افكاره بالشطرنج مثل اجزاء جسده انه غير مستعد للاستسلام |
| Hiç şahit kalmaz. eğitimli bir ajanla uğraşmak, bir ustayla satranç oynamak gibidir. | Open Subtitles | التعامل مع عميل متدرب كاللعب بالشطرنج مع شخص محترف |
| - Çok güzel bir oğlun var ve yaşına göre de satrançta çok iyi. | Open Subtitles | ،تملكين ولداً لطيفاً جداً وبارع جداً بالشطرنج بالنسبة لمن بعمره |
| Zugzwang satrançta her zaman bir ikilemi ifade eder hiç hamle kalmadığında yapacağın en iyi hamledir. | Open Subtitles | الخيار الصعب تعني معضلة بالشطرنج حيث أفضل حركة هي عدم التحرك |
| Mr. Farmer, bir anda satranca ilgi duymaya başladınız öyle mi? Şey, aslında, ben pek oynamam. Ama gözden geçiriyorum diyebilirim. | Open Subtitles | سيد فارمر هل جائك الاهتمام بالشطرنج فجأة؟ في الحقيقه انا لا العب ولكن اعتبرتها متوافقه معي |
| - Satrancı kutlamak için buradayız. - İzninizle, lütfen. | Open Subtitles | ونحن هنا لنحتفل بالشطرنج أعذروني لو سمحتم |
| Arkadaşlığımız satrançla başladı... ve hemen takımın bir parçası oldum. | Open Subtitles | بدأت صداقتنا بالشطرنج أصبحت جزء من مجموعته بسرعة |
| Dengesiz eğilimleri olan kişi için, satranç, bir manyaklık haline geliyorsa, uçurumdan düşmesine az kalmış demektir. | Open Subtitles | الفرد مع نزعة غير متزنة من الممكن ان يكون مهووس بالشطرنج ويرمي نفسه من حافة الهاوية |
| KDS, satranç gibidir. Her şey hareketlerden ibaret. Seninki de işini biliyor. | Open Subtitles | لعبة قتال الدفاع عن النفس أشبه بالشطرنج كلها تعتمد على الحركات، و رجلك يعرف حركاته. |
| Bu bir satranç terimi. | Open Subtitles | إنه مصطلح بالشطرنج إنه يصف مرحلة بالمباراة |
| Bir satranç terimi. | Open Subtitles | انه مصطلح بالشطرنج يصف المرحلة خلال المباراة |
| Üst üste etkileyici 5 galibiyetle, Bobby ABD'nin en genç satranç şampiyonu oldu. | Open Subtitles | في سلسلة مثيرة للاعجاب في خمسة انتصارات اصبح بوبي اليوم على الاطلاق اصغر بطل امريكي بالشطرنج |
| satranç hâkimiyetlerinin Sovyet zihninin, çökmüş batıya karşı üstünlüğünün kanıtı olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون انهم مهيمنون بالشطرنج وذلك يثبت التفوق الفكري للسوفييت على الغرب المنحط |
| Amerikanlar, Rusları satrançta yenemiyor. | Open Subtitles | الامريكيون لم يهزموا الروس من قبل بالشطرنج |
| Çok yavaş. satrançta onu yenebilirim. | Open Subtitles | أنه بطيء استطيع التغلب عليه بالشطرنج |
| satrançta kaybetmenin yolu bu. | Open Subtitles | هذا بالتحديد كيف تخسر بالشطرنج |
| - Bu, satrançta tarihi bir şey. - Aynen öyle, Jim. | Open Subtitles | هذا حدث تاريخي بالشطرنج بالتأكيد يا جيم |
| Gelişmiş bilgisayar donanımları konusunda son derece yetkin. Ayrıca satranca düşkün bir hali var. | Open Subtitles | إنه بارع جداً في معدّات الكمبيوتر المتقدمة و يصدف أنّ له ولعٌ بالشطرنج |
| satranca bir spor gözüyle bakıyorlar. | Open Subtitles | اللجنة الأولمبيّة تُقرّ بالشطرنج كرياضة |
| Sabahları Satrancı düşünerek uyandı. | Open Subtitles | انه يستيقظ بالصباح مفكرا بالشطرنج |
| Satrancı severim. | Open Subtitles | أنا أستمتع بالشطرنج |
| Doğal olarak bunların hiçbirinin satrançla ilgisi yoktu. | Open Subtitles | ولا شيء من هذا له علاقة بالشطرنج |