| Tabii ki olacak. Ayrıca başka şeylere de ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل ذلك - وسأحتاج بعض الأشياء الآخرى، كذلك - |
| Tabii ki de onun erkek arkadaşını korumak için her şeyi yapacaktır. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل أيّ شيء بوسعها للدفاع عن خليلها |
| - Tabii ki beğenecek. İkinizin bu kadar ciddi olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل لم أعتقد بأن علاقتكما بهذه الجدية |
| Elbette ki vuracaksın. Al, benim Sevgili'mi kullanabilirsin. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل يمكنك ذلك مع دارلين |
| Elbette geri çevirmiştir. | Open Subtitles | قَدِموا لها ورفضتهم بالطبع ستفعل ذلك |
| Elbette, olacaksın. Sen hep öylesin. Sonra görüşürüz. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل وستظل |
| Tabii ki geçeceksin oğlum! | Open Subtitles | بالطبع ستفعل ذلك يا صاح |
| Tabii ki sag çikacaksin. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل .. |
| Tabii ki ayırırsın. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل ذلك. |
| Tabii ki gidiyorsun tatlım. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل يا حبيبي. |
| - Tabii ki yapacaksın, tatlım. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل ، عزيزي |
| - Tabii ki takacaksın. - Hayır, takmayacağım. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل لا لن أفعل |
| - Tabii ki öyle. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل _. |
| Tabii ki istersin. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل |
| Tabii ki bitireceksiniz! | Open Subtitles | بالطبع ستفعل |
| Elbette öğreneceksin. Önümüzde uzun bir yolculuk var. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل أمامنا طريق طويل |
| - Elbette çalacaksın. - Daha önce çalamazdım ki. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل - لم أستطع العزف مسبقاً - |
| Elbette onu görmeye devam edeceksin salak. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل يا غبى |
| Elbette yapmalısın. | Open Subtitles | بالطبع ستفعل ذلك |
| Tabii John. Elbette. | Open Subtitles | اجل جون , بالطبع ستفعل |