| Avustralya'nın yemyeşil yağmur ormanlarında, kuşların tünekleri alçak dallarda ve orman zemini arasında gölgede ve tropikal meyvelerde. | TED | في غابات أستراليا الخصبة، تبني الطيور أعشاشها على الأغصان المنخفضة وتمشي بتمهل عبر الغابة، مستمتعةً بالظل والفاكهة الاستوائية. |
| Gidin orada gölgede oturun. Sakıncası var mı, evlat? | Open Subtitles | انا ساجلس هناك بالظل هل فهمت سوني؟ |
| Herkes gölgede kalacak | Open Subtitles | لكل شخص قدره هؤلاء الذن يظلون بالظل |
| Hepimiz, ışığın ve karanlığın arasındaki gölgede yürürüz. | Open Subtitles | جميعنا نسير بالظل بين النور والظلام |
| Gölgenin şeklini tespit edebilmek için verdiğin fotoğraflarla oynadım. | Open Subtitles | من تسبب بالظل ؟ تلاعبت بالصورة التي أعطيتني إياها |
| Hayır. Hep gölgede duruyor. | Open Subtitles | كلا, مغطى بالظل دائماً |
| gölgede 54 dereceyi de söylemeye bile gerek yok. | Open Subtitles | ودرجة الحرارة 130 بالظل |
| Burada gölgede durmak çok güzel. | Open Subtitles | المكان جميل هنا بالظل |
| Peter'ın küçük bir penisi var, ama gölgede hiçbir şey büyümez ki zaten. | Open Subtitles | يمتلك (بيتر) قضيب صغير لكن حسبكم لا شيء ينمو بالظل |
| - Burada gölgede eğleniyoruz | Open Subtitles | -ها نحن مستمتعين بالظل |
| Lucy'nin cildi hassas, gölgede durması lazım. | Open Subtitles | -من الافضل بقائها بالظل |
| Tabeladaki Gölgenin bu şekilde olması için parlamanın şu yönden gelmesi gerekirdi ama Megan şurada duruyordu. | Open Subtitles | لتلقي بالظل على هذه اللوحة الإعلانية بهذا الشكل لكن (ميغان) كانت واقفة هناك |
| Gölgenin. Bayan Marin? | Open Subtitles | بالظل |