| Şiddetli Sırt ağrısı var ama kauda ekina işareti yok. | Open Subtitles | يعاني ألماً بالظهر لكن ما من علامات لجذور العصبين العجزي والعصعصي |
| Sırt ve el ağrısı olan bir yazar. Epey yardımcı oldu. Gidelim. | Open Subtitles | كاتبة لديها ألم بالظهر واليدين هذا مفيد للغاية، لنذهب |
| Tehdit edilir, arkadan bıçaklanılır yavaştan zehir verilir ama kavga edilmez. | Open Subtitles | نحن نبتز ، نطعن بالظهر نسمِّم ببطئ ، لكن لا نتشاجر |
| Erkeklerin aksine, anlaşmazlıklardan kaçmayız, ...ve arkadan vurmayız. | Open Subtitles | بعكس الرجال، نحن لا نتفادى المواجهات و لا نطعن بالظهر. |
| Lejyonerlerin kitabında başkasını sırtından hançerlemek yazmaz. | Open Subtitles | الطعن بالظهر ليس موجوداً في ميثاق شرف الجيش |
| En yakın arkadaşını sırtından bıçaklıyor. Karısıyla sarhoş oluyor. | Open Subtitles | شخص يطعن اعز اصدقائه بالظهر, يشرب مع زوجته |
| Bencil olabilirim hain bir bok parçası olabilirim ama senin yılan prensesinden hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | الطعن بالظهر قطعة من الهراء لكنني لا اثق بها الاميرة الثعبانه |
| Şantajlar, sırttan bıçaklamalar, pastaneye gitmeler. | Open Subtitles | مع الابتزاز.. والطعن بالظهر بالكاد لدي الوقت |
| Ve ayrıca, insanların Sırt problemleri, diz ağrıları, ya da kendine güven sorunları varsa, artık bunlar da onları orada üzmemeli. | Open Subtitles | وكذلك إذا كان لديكَ مشاكل بالظهر أو كسر بالركبـة أو مشاكـل نفسيـة. لن يكون هذا مهمًا هناك. |
| Sırt üstü yüzmede okul rekoru kırmıştım. | Open Subtitles | حطمت رقم مدرستنا القياسي في السباحة بالظهر. |
| İster inan ister inanma, Sırt yaralanmasından toparlanma. | Open Subtitles | صدقوا أو لاتصدقوا، لأتعالج من إصابةٍ بالظهر |
| Uzun zamandır Sırt problemleri çekiyorum ve daha fazla uzamaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أعاني منذ أمد طويل من آلام بالظهر ولست بحاجة أن أطول أكثر من ذلك! |
| Şimdi, Sırt sırta. | Open Subtitles | الان ,الظهر ملتصق بالظهر |
| Birbirlerini arkadan bıçaklayan deliler için bir dakika yeter de artar bile. | Open Subtitles | دقيقة واحدة من المجنونات الطاعنات بالظهر كان كافياً. |
| Seni kaba, arkadan bıçaklayan yavşak. | Open Subtitles | أنت فاسدة، الطعن بالظهر قطعة من الوحل. |
| arkadan 2 kere vurulma. Kurşunların çıkarılması. | Open Subtitles | طلقتين بالظهر, استخراج الرصاصات |
| Arkadaşmış gibi davranıp arkadan bıçaklamak! | Open Subtitles | تتصرّف كالصديق، ومن ثمّ تطعنُ الآخرين بالظهر! |
| Ama sen insanı sırtından bıçaklayan bir sürtüksün, bunu da çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | لكنك عاهرهـ تطعنين بالظهر, وأنتي تعرفين ذلك |
| Fakat ölümüne yol açan şey sırtından giren bir tüfek kurşunu. | Open Subtitles | لكن سبب الوفاة كان بطلقة من بندقية قنص بالظهر |
| İlk fırsatta gece vakti yayınlanan korku filmi sunucusunun sunduğu solo yarışmasında birbirinizi sırtından bıçaklarsınız. | Open Subtitles | والذين ستطعنون بعضكم البعض بالظهر حينما تنفردون بوحدكم in a competition hosted by a late-night horror movie host. |
| Bu dakikadan sonra, bu yalancı, saçmalayan hain herif bu mekanlarda hoş karşılanmayacak. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً هذا الوغد الكاذب والطاعن بالظهر والمليء بالترهات غير مرحب به في هذا المبنى |
| Sarah Nathan, sırttan vuran bir kaltak. | Open Subtitles | - سارة ناثان هو العاهرة الطعن بالظهر. |
| Bunu kullanarak arkadaşlarını sırtlarından vuracaktın, değil mi? | Open Subtitles | أعرفُ بأنكَ اعتدت َعلى طعن رفاقكَ بالظهر في أمورٍ كهذه. |