| Ben sokaklardan geldim ve kararık sokaklarda bulaşmak isteyeceğin son polisim. | Open Subtitles | أنا قادم من الشوارع وأنا آخر رجال الشرطة الذي قد تفكر بالعبث معهم في زقاق مظلم |
| Evet, onlara engel olurdum, ama bulaşmak isteyeceğin türden çocuklara benzemiyorlardı. | Open Subtitles | نعم، كنتُ لأوقفهم، لكنّهم لا يبدون من النوع الذي ترغبين بالعبث معهم. |
| Hem onlara niye bulaştın ki? | Open Subtitles | ماذا تفعلين بالعبث معه على اية حال؟ |
| Yanlış Meksikalı'ya bulaştın. | Open Subtitles | لقد قمت بالعبث مع المكسيكي الغير مناسب |
| Eğer izin verirsen seninle uğraşmaya devam edecek. | Open Subtitles | ،إن سمحت لهذا الشعور فسوف يستمر بالعبث معك |
| - Marijuana ile uğraşmaya üniversitede başladığını söyledi. | Open Subtitles | أنه بدأ بالعبث بسلالات الماريجوانا في الجامعة. |
| Bu hastaneyi bir takım idealler üzerine kurdum ve bu ideallerin yok sayılmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | بنيت هذا المكان بمُثلٍ من الواجب مراعاتها، ولن أسمح بالعبث بها. |
| Jed, evet, burada öylece dur ve adamın bulaşmak istemeyeceği biri gibi görün. | Open Subtitles | نعم قف وهنا وأبدوا مثل شخص لن يرغب احد بالعبث معه |
| İlk önce onlar geri zekâlı değiller. İkincisi o insanlara bulaşmak istemezsin. | Open Subtitles | بداية، ليسوا حمقى ثانياً، لن ترغب بالعبث معهم |
| Bay Brand, şu anda bulaşmak isteyeceğin son kişiyim. | Open Subtitles | فستدرك يا سيد (براند), أنني لست شخصاً ترغب بالعبث معه الآن |
| Şu anda bana bulaşmak istemezsin. Onun hayatını mahvettin. | Open Subtitles | لا ترغب بالعبث معي الآن |
| Şu anda bana bulaşmak istemezsin. | Open Subtitles | لا ترغب بالعبث معي الآن. |
| Yanlış Meksikalı'ya bulaştın. | Open Subtitles | لقد قمت بالعبث مع المكسيكي الغير مناسب |
| Aynen. Onunla uğraşmaya başlayalım. | Open Subtitles | بالضبط، والآن سنبدأ بالعبث معه؟ |
| Sonra bu bokla uğraşmaya başladılar. | Open Subtitles | بعدها بدأوا بالعبث في الجوار |
| O günden sonra, Madison benimle uğraşmaya başladı ve artarak devam etti. | Open Subtitles | لكن في وقتٍ لاحقٍ من ذلك اليوم، بدأت (ماديسون) بالعبث معي، وازداد الوضع سوءاً من تلك اللحظة. |
| Bu hastaneyi bir takım idealler üzerine kurdum ve bu ideallerin yok sayılmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | بنيت هذا المكان بمُثلٍ من الواجب مراعاتها، ولن أسمح بالعبث بها. |