| O adama yardım etmek baya iyiydi yani Doğru şeyi yapmak. | Open Subtitles | أجل ، كان لدى الرجل يد قوية ولقد قمت بالعمل الصائب |
| Bir şeyler götürme sırası bizde. Doğru şeyi yaptığımı düşünüyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | إنه دورنا لجلب الطعام أظن أنني أقوم بالعمل الصائب |
| Haklı olduğumu göstermek için değil, sadece Doğru şeyi yapmak için ama o beni geçiştirmekten başka ne yaptı. | Open Subtitles | ليس لأتقرّب إليه ، بل لأقوم بالعمل الصائب لم يقم بفعل شيئ |
| DEDİĞİM GİBİ, İYİ ADAMLARIN MOLAYA İHTİYACI VARDIR Bu sefer doğru olanı yapacağını biliyorum. | Open Subtitles | مثل ما أقول، ان الأشخاص الجيدين يحتاجون الى الراحة أعرف انك ستقوم بالعمل الصائب هذه المرة |
| Umarım işler ters gittiğinde ve başka bir seçenek olmadığında doğru olanı seçersin. | Open Subtitles | كنت فقط آمل في حالة عدم وجود خيار آخر، أن تختار القيام بالعمل الصائب. |
| Seni seviyorum ve doğru olanı yapacağını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أحبك وأعلم أنك سوف تقوم بالعمل الصائب |
| Ama sen yapmadın. Kalbini dinledin ve Doğru şeyi yaptın. | Open Subtitles | و لكنك لم تفعل , لقد استمعت لصوت قلبك و قمت بالعمل الصائب |
| En azından Doğru şeyi yaptığımı gösteriyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تؤكّدين على الأقلّ أنّني قمتُ بالعمل الصائب |
| Doğru şeyi yaptığımı düşünüyordum. | Open Subtitles | إسمع، كنت أحاول فقط القيام بالعمل الصائب. |
| Bazen Doğru şeyi yapmak seni bela silsilesinden kurtarır | Open Subtitles | أحياناً القيام بالعمل الصائب يقودك إلى الكثير من المتاعب |
| Doğru şeyi yaptığını düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك تعتقد بأنّك تقوم بالعمل الصائب |
| Doğru şeyi yaptığını düşündüğünü biliyorum, önemsediğin birini korumaya çalışıyorsun, ama bu kadında çok fena bir hastalık var... | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقدين بأنك تقومين بالعمل الصائب محاولة حماية شخص تهتمين بشأنه لكن هذه المرأة لديها مرض مريع |
| Çünkü sana temiz olduğunu söyledim Doğru şeyi yaptığımı düşünüyordum. | Open Subtitles | -لأنني اخبرتك بأنها واضحة أنا أعني , بأنني أعتقدت أني أقوم بالعمل الصائب |
| Hükümet doğru olanı yapmazsa, pasiflik seçenek olmaktan çıkacak. | Open Subtitles | إذا لم تقم الحكومة بالعمل الصائب هنا اللاعنف لن يكون خياراً بعد الآن |
| Sadece doğru olanı yapmak istedim. | Open Subtitles | لقد اردت أن أقوم بالعمل الصائب |
| Ah, sen doğru olanı yapıyorsun. | Open Subtitles | آه , أنتِ تقومين بالعمل الصائب |
| Ama bizimle irtibata doğru olanı yaptık. | Open Subtitles | لكنكم قمتم بالعمل الصائب بالاتصال بنا |
| Hapisteyken doğru olanı yapmak için çabaladı. | Open Subtitles | بذل كل ما في وسعه للقيام بالعمل الصائب |
| doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لقد قمت بالعمل الصائب |
| Cenazeye katılmakla doğru olanı yaptın, Libby. | Open Subtitles | كما تعرفين، بمجيئك يا (ليفي)، قمت بالعمل الصائب. |