| Evliliğimi iptal ettirip İspanya ile olan bir ittifakı yok etmek istiyorsun. | Open Subtitles | تريد ان تتلاعب بى كى اقوم بالغاء الزواج وتدمير اتحادى مع اسبانيا |
| Ve olan şu ki, artık TV endüstriyel kompleksini iptal ettiler. | TED | والشئ الذي حدث هو، أنهم قاموا بالغاء مجمع التلفاز الصناعي. |
| Herşey ortaokuldaki son yılımızda Kyoto'ya okul gezisinin aniden iptal edilmesiyle başladı. | Open Subtitles | الامر بدء في رحلة المرحلة المتوسطة عندما قامت المدرسة بالغاء الرحلة لكيوتو بشكل مفاجئ |
| Biz sadece yayınlıyoruz,iptal kararı ile bir ilgimiz yok | Open Subtitles | نحن فقط نذيع العرض لاعلاقة لنا بالغاء العرض 105 00: 06: 06,800 |
| Bugün tüm randevuları iptal et ve oğlum ile saat 11'de bir görüşme ayarla. | Open Subtitles | قم بالغاء جميع مواعيدي لهذا اليوم وأرسل لطلب إبني في الساعة الحادية عشر |
| Alice'den sonra Beth Williams adında biri telefon açtı hem gösterinin hem de görevimin iptal edildiğini haber verdi. | Open Subtitles | بعد أليس كان هناك مكالمة من واحدة تدعى بيث ويليامز لقد أخبرتنى بالغاء العرض و الغاء خدماتى |
| Alarm durumuna geçip, bilim fuarını iptal edeceğim. | Open Subtitles | سأقوم بالغاء تنظيم المعرض العلمي كلا المعرض العلمي سيستمر |
| Abby bakıyor. Summers'ın masözüyle konuştum. Kapp şiatsu masajını iptal etmiş. | Open Subtitles | تحدثت مع المدلكه الخاصه بهم كاب قام بالغاء جلسته |
| Az önce öğrendim kısa boylu hakem yüzünden seçmeler iptal edilebilirmiş. | Open Subtitles | يبدو ان احد الحكام قد ذهب وسيقوموا بالغاء التدريب |
| Yani önümüzdeki birkaç saati anlaşmaları değiştirerek seçim toplantılarını ve panelleri iptal ederek geçirmem gerek. | Open Subtitles | لذا سأبقى لبضع ساعات لأقوم بالغاء بعض الاتفاقيات |
| Kalan görüşmelerimi iptal ettiğimi sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقدت بالفعل أنى قمت بالغاء مقابلاتى المتبقيه |
| Önümüzdeki birkaç günü iptal et. Umrumda değil. Bir şeyler yap işte. | Open Subtitles | قم بالغاء ذلك حتى الايام المقبلة لايهمني ذلك , افعل شيئاً |
| Böylece kan testleri iptal ? | Open Subtitles | اذا انتى قومتى بالغاء تحليل الدم الخاص بكى؟ |
| Ama Henry Dalton'ı araştırma işini iptal etmekle iyi ettiniz. | Open Subtitles | لكن هناك اخبار سعيده اعتقد انكم اتخذتم القرار الصحيح بالغاء التحقيق عن هنرى دالتون |
| Eğer ziyaretçilerin böyle olacağını bilseydim, hemen iptal ederdim. | Open Subtitles | لو عرفت نوع الضيوف الذين سيأتوا في هذا الحدث لقمت بالغاء الحفل |
| Akşam yemeği rezervasyonunu iptal edip Sevgililer Günü'nü üçümüz burada kutlasak ya? | Open Subtitles | لما لا نقوم بالغاء حجزنا للعشاء ونبقى ثلاثتنا للاحتفال بالفالنتاين هنا |
| Cooper'da, yemek firmasını iptal etmem için beni zamanında terk edecek terbiye bile yok. | Open Subtitles | كوبر ليست لديه اللباقه ليتركني بوقت كافي لأقوم بالغاء متعهد الطعام |
| Telefonda söyleyeceğin boktan bir şey için öğlen yemeğimi iptal edemem. | Open Subtitles | وان لن اقوم بالغاء غدائي من اجل بعض التفاهات التي كان من الممكن ان تقولها عبر الهاتف |
| Guangzhou'yu iptal et, yumurta beyazı, yabani mantar frittata... | Open Subtitles | قومي بالغاء طلب الغوانغجو ، بياض البيض وعجة الفطر البري |
| Şimdi yapacağın şey hangi cafcaflı oteli ayarladıysan iptal etmen ve bu akşam bize kalmaya gelmen. | Open Subtitles | وما عليك فعله هو أن تقوم بالغاء حجز أي فندق فخم وهذا الهراء |