Metre ile santimetre arasındaki farkı bilip bilmemesi benim sorunum değil. | Open Subtitles | سواء كان يعلم أو لا, بالفرق بين الأنش والقدم,هذه ليست مشكلتي. |
Bu olmadan, şirket hem farkı hem de cezayı yer. | Open Subtitles | وبدون ذلك، فإن الشركة سوف تلتهم بالفرق بالإضافة إلى عقوبة. |
Benim bilgili bir arkadaşım anlamın altındaki farkı iyi ayırt eder. | Open Subtitles | أصدقائى المتعلمين يمكنهم ان يخبروك بالفرق فى المعنى الباطن للكلمات |
Fakat bu şartlar altında, farkı söylemenin bir yolu yoktu. | Open Subtitles | في تلك الظروف لم تكن هناك وسيلة لتخبر بالفرق |
Gezegen dışında olan bütün ekiplerle temas kurun. | Open Subtitles | إتصلوا بالفرق الخارجية |
Korumaların farkı anlamayacağını da biliyorum. Adlarımızı duymadılar. | Open Subtitles | أعرف، وأعرف أيضاً أنّ الحرّاس لا يمكنهم إخباركِ بالفرق |
Belki siz aradaki farkı anlayamazsınız ama benim anlayamayacağımı nasıl düşündünüz? | Open Subtitles | ربما لا يقدر أحد منكم على الإحساس بالفرق بين الحقيقي والمزيف لكن كيف توقعتم مني أن لا أعرف؟ |
Aklımızı gördünüz. Eminim hepiniz farkı söyleyebilecektir. | Open Subtitles | لقد دخلتم إلى عقولنا، ويمكنني القول أنكم جميعاً يمكنكم إخبارنا بالفرق |
Ona askerlerle çocuklar arasındaki farkı algılatabilirsek, bizim için müthiş bir piyon olacak. | Open Subtitles | ولكنه سيصبح أداة جديدة رائعة إذا أستطعنا أن نجعله يُخبرنا بالفرق بين الجنود والأطفال |
Artık iyi bir fikirle berbat bir fikir arasındaki farkı anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتنبأ بالفرق ، بعد الآن بين ما هو جيد و ما هو مريع |
Aranızda arketip ile sterotip'in arasındaki farkı açıklayacak biri var mı? | Open Subtitles | أيستطيع أحد إخبارى بالفرق بين النسخة الأصلية والنسخة المكررة؟ |
Korsanlarla kaçakçılar arasındaki farkı açıklamaya çalıştım ama o da baban gibi bu farklılıklar ile pek ilgilenmiyordu. | Open Subtitles | حاولت أن أفسر له الفرق بين المُهربين والقراصنة ولكن لا يبدو أنه كان مهتماً بالفرق مثل والدك |
Gelecek uçağa binip, aradaki farkı cebe atabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع ركوب الرحلة التالية والاحتفاظ بالفرق. |
Arkadaşlarıma aradaki farkı açıklamaya çalışırım. | Open Subtitles | حسناً، حاولي إقناع صديقاتي بالفرق بين المفهومين. |
Örneğin, Google Video ve YouTube arasındaki farkı düşünüyorum. | TED | أفكر بالفرق بين "جوجل فيديو" مقابل "يوتيوب". |
Bu şartlar altında, zannediyorum farkı anlamanın bir yolu yoktu, fakat... | Open Subtitles | في تلك الظروف, أفترض أنه لم تكن هناك وسيلة لأخبر بالفرق, ولكن... |
Bu şartlar altında, zannediyorum farkı anlamanın bir yolu yoktu, fakat... | Open Subtitles | في تلك الظروف, أفترض أنه لم تكن هناك وسيلة لأخبر بالفرق, ولكن... |
Orada seninle bir yabancı arasındaki farkı tekrar tekrar hissettim. | Open Subtitles | لقد أحسست بالفرق بينك وبينه مباشرتاً |
Onlarla aramızdaki farkı bana söyleyebilir misin? | Open Subtitles | حسنا,ذكرني بالفرق بيننا وبينهم |
Amerikalı olduğun zaman aradaki farkı görmeyeceksin. | Open Subtitles | حالما تصبحين امريكية لن تشعري بالفرق |
Saat tam 19'da, Hal ve Anthony'yi diğer ekiplerle iletişim için yollayacağım. | Open Subtitles | في خلال1900 ساعة ، (سوف أرسل (هال) و (انطوني . ليكون على إتصال بالفرق الأخرى |