| Kölelik sorunun bir kılıç yerine bir kalemle çözülmesi evladır! | Open Subtitles | مسألة العبودية هذه من الأفضل أن تُحل بالقلم وليس بالسيف. |
| Evet ama bakın memur bey, adını bile keçeli kalemle daha yeni yazdı. | Open Subtitles | نعم، لكن انظر، أيها الشرطي لقد كتب للتو اسمه، قبل قليل، بالقلم |
| 1943'te tükenmez kalem yoktu. | Open Subtitles | لم يكونوا يكتبون بالقلم الجاف فى عام 1943 |
| Bunu söylerken bile.. ...kalem kalınlığında bıyığımı hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | أشعر أنني أرسل شارباً بالقلم لمجرد قول ذلك |
| Sadece çok fazla yiyemiyorsun, eğer bayılırsan senin alnıza tahta Kalemi ile "taşak" yazıyorlar. | Open Subtitles | لكنك لاتستطيع أكل الكثير والا تفقد وعيك ويكتبون على جبينك بالقلم الدائم |
| Paketi defterin üzerine koyup ters çevirin, Kalemi bırakın defterin üzerine düşüp orada kaldığından emin olun. | Open Subtitles | ضع الكيس تماماً فوق الكتاب وإقلبه رأسا على عقب وألقي بالقلم خارجاً و احرصوا على أن يقع على الكتاب يبقى عليه |
| Kağıt kalemle. Üzerinde Plainsboro Eğitim Hastanesi yazan bir dosyanın içinde. | Open Subtitles | بالقلم والورقة في مصنف يحمل شعار مشفى برنستون بلانزبورو التعليمي |
| Ama ben, bunu kurşun kalemle yazmasını rica ettim. | Open Subtitles | على الشهادة، ولكني طلبت منه كتابتها بالقلم الرصاص |
| Tükenmez kalemle doldurdun, ki böylece herkes için mahvettin. | Open Subtitles | ولقد حللته بالقلم الحبر لذلك لقد أفسدت الاختبار على الكل |
| O yüzden bütün bebeklerin isimlerini kalemle yazıyorlardı. | Open Subtitles | لذلك ما زلنا نكتب أسماء الأطفال جميعهم بالقلم. |
| Bu kalemle herhangi bir şekilde oynamanızı isteyen oldu mu? | Open Subtitles | هل طلب منك احد ان تعبثي بالقلم بأي شكل من الاشكال ؟ |
| kalemle olduğu gibi silahla da çok yaman birisiymiş anlaşılan. | Open Subtitles | إنها بارعة بالمسدسات كما هي بارعة بالقلم |
| Bir kalem, kağıt ve hayal gücümüzle neler yapabileceğimizi unutmamalıyız. | Open Subtitles | يجب ان لا ننسى , مانستطيع ان نفعله بالقلم و قطعة من الورق مع تخيلاتنا |
| Vazgeçersen kalem yine sende kalabilir. | Open Subtitles | ،إذا أعدت النظر بالأمر .فبوسعك الأحتفاظ بالقلم |
| Tekrar düşün, yine de kalem sende kalabilir. | Open Subtitles | إذا أعدت النظر بالأمر، فبوسعك الأحتفاظ بالقلم. |
| Eşim de pahalı kalem alırsam gözüm gibi bakacağımı düşündü. | Open Subtitles | ظنّت بأنني سأعتني بالقلم جيّداً إن كان غالي الثمن. |
| Hayır, çünkü biraz özel bir yere sahip olacaksın Salon masanızda kalem taslağıyla. | Open Subtitles | لا، لأنَه سيكون لديك مكان صغير خاص على منضدتك و مخطوطُ عليه بالقلم الرصاص |
| Ya sen? O ilginç Kalemi tutuş şeklin ondan oldukça iyi bir güç oluşabilirdi. | Open Subtitles | الطريقة التي كنت تلوح بها بالقلم الصغير الذي كان معك، كانت عنيفة لحد ما |
| Altı üstü bir Kalemi oynatacaksın, bu kadar zor mu? | Open Subtitles | انها مجرد ضربات بالقلم. لماذا هذا صعب عليك? |
| Benim tek yaptığım ona Kalemi saplamak oldu. Onu sen öldürdün adı herif. | Open Subtitles | .كل ما فعلته هو طعنه بالقلم .أنت من قتل الوغد |
| Ona mektup yazabileceğimi düşündüm, ama yapamadım... Kalemi tutamadım. | Open Subtitles | فكّرت في أن أكتب لها رسالة ولكن لم أتمكّن من الإمساك بالقلم |
| Gördüm ama tükenmez kalemine sıkıca tutunup dayandım. | Open Subtitles | نعم لكنني تحملتها بالامساك بالقلم |