| Hiperparatiroid, kanser ya da kalsiyum aracılı nörotoksisite. | Open Subtitles | إما بالغدة الجنبدرقية، السرطان أو التسمم العصبي بالكالسيوم |
| Biz kalsiyum onu sular altında olabilirdi , biz bilseydim tarafından ayakta bir C.V.C vardı . | Open Subtitles | كان من الممكن ان نمده بالكالسيوم او ان نكون على استعداد لعمل قسطره قلبيه |
| kalsiyum kemikleri ve dişleri güçlendirir. | Open Subtitles | يزودك بالكالسيوم للأسنان والعظام الصحية |
| Yüksek derecede kalsiyum ve vitamin içerir. | Open Subtitles | مليء بالكالسيوم وحامض النيكوتين |
| Pankreasına kalsiyum enjekte ediyoruz. | Open Subtitles | سنحقن البنكرياس بالكالسيوم |
| Taşlar kalsiyum bilirubindi, pigment taşları. | Open Subtitles | كانت الحصوات مخضبة بالكالسيوم |
| Taşlar kalsiyum bilirubindi, pigment taşları. | Open Subtitles | كانت الحصوات مخضبة بالكالسيوم |
| ciddi derecede kalsiyum eksikliğim var. 512.5 00:21:20,500 -- 00:21:24,600 30 Rock'tan küçük bir kesit daha, az sonra. | Open Subtitles | لدي نقص كبير بالكالسيوم |
| O yüzden iki tarafada çilekli kalsiyum sakızları bıraktım senin için, Liz. | Open Subtitles | لذا وضعتُ علكة الفراولة بالكالسيوم في كلا الجهتين من أجلكِ (ليز) |
| Ama cesedin bulunduğu toprakta aşırı derecede kalsiyum var. | Open Subtitles | لكن جثته كانت في تربه غنيه بالكالسيوم . |
| kalsiyum ve bikarbonat verin. | Open Subtitles | (إدفعى (بالكالسيوم) و( البيوكارب |
| Fena kalsiyum var içinde. | Open Subtitles | إنها مليئة بالكالسيوم! |