| Öylesine bir karmaşa olmuştu ki, bir sonraki limanda zorla gemiden indirilmiştim. | Open Subtitles | سبب ذلك ضجة كبيرة , لذا تم إجباري علي النزول بالميناء التالي |
| Silahlarımı limanda SAMCRO üyesi tarafından korunan bir depoda buldum. | Open Subtitles | لقد عثرتُ على أسلحتي بالميناء بمستودع يحرسه عضوٌ من "سامكرو". |
| Babaları limanda birlikte çalışıyormuş. Konteynır gemilerini boşaltıyorlarmış. | Open Subtitles | عمل والداهما سويا بالميناء في تفريغ سفن الشحن |
| Cuma günü saat 2:00 'de, limandaki Utro'da buluşalım. | Open Subtitles | قابلني السّاعة 2: 00 يوم الجمعة في أترو بالميناء |
| - Sorgulama liman savcısı tarafından yapıldı | Open Subtitles | لقد استجوبت من قبل المدعى الخاص بالميناء |
| limana gelen ve giden her şeye erişimi var. | Open Subtitles | يمكنه التدّخل في كلّ شيء يدخل ويخرج بالميناء. |
| Bir balıkçıydı ve söz konusu bıçak setine sahip... bir rıhtım işçisiydi, cerrah değildi. | Open Subtitles | هو كان عامل تنظيف سمك و عامل بالميناء و لديه هذه النوعيه من السكاكين وليس بجراح |
| Saat dörtte, eski limanda... | Open Subtitles | في الساعة الرابعة بالميناء القديم |
| limanda oyalanıyordur. Garret Blake. | Open Subtitles | لابد من إنه بالميناء أسمة جاريت بلايك |
| Ailem beni limanda bekliyor! | Open Subtitles | تتوقع عائلتي أن تراني بالميناء! |
| - 09:00'da limanda. | Open Subtitles | "سيكون بالميناء رقم "0900 |
| Hâlâ limandaki o kan banyosunda buharlaşan kokainin peşinde misin? Evet! | Open Subtitles | الذي اشعل النيران بالميناء امس؟ |
| limandaki yatımı bana geri getir. | Open Subtitles | ... أرجع شيء ما لي يختي الذي بالميناء |
| - limandaki telefon kulübesinden. | Open Subtitles | تيلفون عمومي بالميناء |
| Benjamin Franklin uçak gemisinin varışından önce liman güvenliğini değerlendirmek için geldim. | Open Subtitles | أتيت هنا للقيام بتقييم للتهديد بالميناء قبل وصول حاملة الطائرات "بينجامين فرانكلين". |
| Aynı zamanda limana demirlediklerinde insanların fark ettikleri ilk şeyiz bizler. | Open Subtitles | نحن أول شيء يلاحظه الناس عندما يقفون بالميناء |