düzenli olarak buraya gelip beraber çamaşır yıkamaya ne dersin? | Open Subtitles | إستمعْي لماذا لا نَنْزلُ هنا بانتظام سوية و نغسل حاجاتنا؟ |
11 yaşına gelene kadar okulunuza düzenli olarak devam ettiniz. | Open Subtitles | وحتي الحـادية عشرة من عمرك كنت تذهب إلي المدرسة بانتظام. |
Eğer birisinin aleti üzerine düzenli olarak otursaydım belki seninle arkadaş bile olurduk. | Open Subtitles | ربما نصبح صديقات حتى لو حصلت فقد بعض الحركة في الفراش ، بانتظام |
CA: Bana korkudan bahset, ve bunu nasıl başardığından. çünkü sürekli hayatını riske ediyorsun. | TED | كريس: حدثني فقط عن الخوف وكيف تعاملت معه، لأنك كنت بانتظام تضع حياتك في خطر. |
Bu yüzden beni sık sık çağıracaklar. | Open Subtitles | لذلك اعتقد انني سيتم استدعائي اليهم بانتظام |
Bildiğiniz kadarıyla, Ayrılan düzenli olarak aerosol saç spreyi ve/veya deodorant kullanır mıydı? | Open Subtitles | بالنسبة لمعلوماتك, هل قام الراحلون باستخدام مصفف الشعر بانتظام و أو مزيل العرق؟ |
Artık bekar bir anne, ...ve düzenli olarak yüzme öğretmeniyle ihtiyaçlarını görüyor. | Open Subtitles | هي أمي واحد الآن وأنها تم الحصول عليه بانتظام من الصبي بركة. |
Rehin listelerini düzenli olarak okuduğumu ve bunları listede görmediğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت له إني أقرأ سجلات الرهن بانتظام ولم أرها مسجلة فيها |
Rehin listelerini düzenli olarak okuduğumu ve bunları listede görmediğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت له إني أقرأ سجلات الرهن بانتظام ولم أرها مسجلة فيها |
Bizler elbette inanılmazız, ve düzenli olarak karmaşık sorunları inanılmaz bir yaratıcılıkla çözüyoruz. | TED | نحن مذهلون بحق، ونحل المشاكل المعقدة بانتظام بإبداعية مذهلة. |
Dubaide iken göçmen işgücünün düzenli olarak maruz kaldığı haksızlık ve eşitsizliklerin kayıtlarını tuttum. | TED | في دبي، كشفت الظلم وعدم المساواة اللذان يحدثان بانتظام في وجه العمال المهاجرين. |
'Yeşil vergi' (çevre vergisi) kurduk ve herkes kabul etti, hatta tüm işadamları düzenli olarak ödedi. | TED | أسسنا ضريبة للتشجير و كل الناس قبلت بها و أصحاب الأعمال دفعوا بانتظام |
Çünkü biz cihazlarımızı düzenli olarak şarj etmekle uğraşmak veya daha kötüsü onları birkaç ayda bir değiştirmek istemiyoruz. | TED | لانه ببساطة لا نريد شحن هذه الاجهزة بانتظام او الاسوا استبدال البطاريات كل عدة شهور |
Markete 1 libre (0,45 kg) karides getirebilmek için 5, 10, 15 libre yabani balık düzenli olarak öldürülüyor. | TED | 5، 10، 15 رطلا من الأسماك البرية يقتلون بانتظام لجلب جنيه واحد من الجمبري إلى السوق. |
Bu, tüm erkek, kadın ve çocuklara hala sağlıklı iken düzenli olarak test olma ve kanseri ilk belirdiği anda fark etme imkanı verecektir. | TED | وهذا من شأنه أن يمنح كل رجل وامرأة وطفل فرصة الفحص بانتظام بينما هُم في صحة جيدة. واكتشاف السرطان حال ظهوره. |
Ayrıca diğer topluluk üyelerini de düzenli olarak destekliyor. | TED | كما أنها تدعم بانتظام أعضاء الشبكات الآخرين. |
düzenli olarak egzersiz yapacaksınız, derslere katılacaksınız, uyuşturucu ve alkol toplantılarına katılacaksınız, kurallara uyun. | Open Subtitles | عليكُم التمرين بانتظام و حضور الدروس و الذهاب إلى جلسات النُصح من المُخدرات و الكحول اتبعوا القوانين |
Fuhuş sektöründeki insanlar, ki buna zorlananlar da dâhil, fuhuş nedeniyle sürekli ceza alıyorlar. | TED | الأشخاص المتورطون بالدعارة، و كذلك من يتم تهريبهم لنفس الغرض، تصدر بحقهم بانتظام أحكام متعددة بممارسة الدعارة. |
sık sık çağrılıyor olabilirim. | Open Subtitles | لذلك اعتقد انني سيتم استدعائي اليهم بانتظام |
Biz de güvenli ve düzenli bir şekilde, ustalıkla ve askerce hatunları beceriyorduk. | Open Subtitles | وكنا نضاجع امنين بانتظام و بحذق وباخلاق عسكريه |
...devamlı yemeliyim yoksa bünyem durur ve genelde çok mutlu birisiyimdir. | Open Subtitles | و أنا بحاجة لتناول الطعام بانتظام و إلا سأعانى من نقص معدل السكر بالدم و عادة أنا شخص مرح للغاية |
Programı düzenli kullanan öğrencilerde büyük ilerlemeler görüyoruz. | TED | ونرى تطورات كبيرة للطلاب الذين يستخدمون البرنامج بانتظام. |