| - Kar yağdırmaya çalıştım ama o makinalar inanılmaz pahalı. | Open Subtitles | حاولت أن أجعل الثلج يهطل لكن تلك الآلات باهظة الثمن |
| Bugünlerde uçaklar bayağı pahalı ve onlardan sadece bir taneye sahip olmak istemezsiniz... | Open Subtitles | الطائرات باهظة الثمن هذه الأيام وليس من المفيد استخدامها في طلعة واحدة فقط |
| Erişkinlerin şaraptan gerçekten hoşlanmaları nasıl sağlanır? Çok basit: pahalı bir şişeden boşalt. | TED | بكل بساطة بأن يتم صبها من خلال عبوات باهظة الثمن |
| Araştırmamı daha da derinleştirdikçe, pahalı doku hipotezi denilen bir şeyi keşfettim. | TED | وكلما تعمقت أكثر في بحث ذلك وصلت إلى نقطة اكتشفت فيها شيئا يدعى فرضية الأنسجة باهظة الثمن. |
| Burada ki en büyük zorluk ise malzeme biliminin kompleks olması ve pahalı donanımlar gerektirmesidir. | TED | التحدي الاكبر هو ان علم المواد معقد ويتطلب معدات باهظة الثمن. |
| pahalı bir dairem, hisse senetlerim ve bana destek olacak bir kocam yok. | TED | لا أملك شقة باهظة الثمن فأسحب أسهمي، ولا زوجًا فيساندني. |
| Silahları ateşlemek havalıydı, pahalı şeyleri sürmek ve patlatmak harikaydı. | TED | كان إطلاق الأسلحة رائعا، والقيادة وتفجير الأشياء باهظة الثمن أمر رائع أيضاً. |
| Bunlar pahalı ziyaretler ve sistemi sürdürebilmek için bir çok müşteriyle ilgilenmek zorunda. | TED | تلك الزيارات باهظة الثمن وللحفاظ على نموذجها، عليها أن تقابل الكثير من عملائها لتغطية التكاليف. |
| Çünkü kısa-vadecilik CEO'yu gerçekten pahalı bir güvenlik ekipmanı satın almaktan alıkoydu. | TED | لأن التفكير قصير المدى يمنع المدير التنفيذي من شراء معدات أمان باهظة الثمن. |
| Sonuç olarak bir kalp krizinden sonra gerekli olabilecek pahalı ve müdahale gerektiren tedavilere başvurmak zorunda değiller. | TED | بناء على ذلك، لا يتوجب عليهم الذهاب للحصول على علاجات طبية جراحية باهظة الثمن والتي ستكون ضرورية بعد نوبة قلبية. |
| Bizim yaptığımız bu dalışları yapmanın neye benzediğini size göstereceğim. Burada botta başlıyoruz ve tüm bu pahalı, yüksek teknolojili ekipmanlara rağmen | TED | سأعرض عليكم مانفعله عند الغطس. نبدأ هنا على متن القارب، وجميع هذه المعدات، والتكنولوجيا المتطورة باهظة الثمن |
| Saraylar büyük güzel ve çok da pahalı değillerdi. | Open Subtitles | والتي كانت كبيرة وعظيمة، وليست باهظة الثمن. |
| Her zaman ona pahalı hediyeler veriyordu, tüm yıl boyunca. | Open Subtitles | لطالما كان يعطيها هدايا باهظة الثمن طوال العام |
| Her zaman ona pahalı hediyeler veriyordu, tüm yıl boyunca. | Open Subtitles | لطالما كان يعطيها هدايا باهظة الثمن طوال العام |
| 200 dolarlık takım, pahalı bagajlar. Ona kefilim. | Open Subtitles | يرتدي بدلة بمئتي دولار وامعته باهظة الثمن , سأكفله |
| Muhtemelen çok pahalı ama onun için satın almak istiyorum. | Open Subtitles | قد تكون باهظة الثمن ولكنّ سيُسعدُنى أن أشتريها لها |
| -Ben pahalı bir aşığım, değil mi? | Open Subtitles | لابد و أنني عشيقة باهظة الثمن ألست كذلك ؟ |
| Çok sayıda aptal, pahalı deneylere girişirlerdi. | Open Subtitles | العديد من الحمقى قاموا بتجارب باهظة الثمن |
| Problem Roma'ya yerleşmek. Burası çok pahalı... | Open Subtitles | لا ، المشكلة هى الإنتقال إلى روما علي أن أبيع المنزل ، فالغرف هنا باهظة الثمن |
| Bu durumda ise telefonlar, Celtel onları çok daha uygun fiyatlı hâle getirmeden önce pahalıydı. | TED | لقد كانت الهواتف باهظة الثمن قبل أن تأتي سيلتيل وتجعلها في متناول اليد. |
| Evet ama gene de buna izniniz yok. Bu koltuklar hayli pahalıdır. | Open Subtitles | أجل، ولكن ليس مسموحاً لك، هذه المقاعد باهظة الثمن |
| Bana pahalıya patlayacağını biliyordum ama kızım burada çok iyi. | Open Subtitles | كنت إعلم أنها ستكون باهظة الثمن. لكنها تقوم بعمل جيّد. حصلت على عزف منفرد الليلة. |
| Moda sokağından alındıkları için ucuz değil pahalılar. | Open Subtitles | ثيابي باهظة الثمن و ليست مجرّد ثياب رخيصة كالتي ترتديها فتيات الشوارع |