| anlaşma hakkındaysa nefesini boşa harcama. Seni özledim. | Open Subtitles | إن كان الأمر يتعلق بتسوية الطلاق فأنت تضيّع وقتك |
| anlaşma hakkındaysa nefesini boşa harcama. | Open Subtitles | إن كان الأمر يتعلق بتسوية الطلاق فأنت تضيّع وقتك |
| Bırak anlaşma yapmayı, kurul bu yaptığın tehditleri bir duysa burada yattığın dönemle ilgili bir soruşturma açarlar. | Open Subtitles | ان سمع مجلس ادارتي بهذه التهديدات فما بالك بتسوية فسيحققون بما حصل |
| İkiniz bir anlaşmaya vardınız mı... yoksa sorun sürüyor mu? | Open Subtitles | هل قمتما بتسوية المسألة أم أنها لا تزال عالقة؟ |
| anlaşmaya çalıştım ve tamamen gafil avlandım. | Open Subtitles | حاولت القيام بتسوية و حصلت على صدمة كاملة. |
| Yeter artık. Bu işi erkek gibi halledeceğiz. | Open Subtitles | حسناً هذا يكفي سنقوم بتسوية الامر كالرجال |
| Ve Sonny çek defterini getirecek. Her şeyi orada halledeceğiz. | Open Subtitles | سوني )أحضر دفتر الشيكات وسنقوم بتسوية الأمر ) |
| - Kilise'ye sızanlar mı var? | Open Subtitles | هل قامت الكنيسة بتسوية هذا الأمر؟ |
| Sağ kolun neden anlaşma yapmamamız gerektiğini söyleyebilir mi? | Open Subtitles | هل بإمكان ذراعك الأيمن أن يخبرني لماذا لا نقوم بتسوية ؟ |
| Tanığımız yoktu bu yüzden anlaşma yapmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | ،بسبب عدم وجود شهود .فكان علينا القيام بتسوية ودّية |
| Bütün bunlardan sonra anlaşma istiyorsunuz. | Open Subtitles | بعد كل هذا .تريد القيام بتسوية |
| Maliye bakanıyla zaten anlaşma yaptık. | Open Subtitles | لقد قمنا بتسوية بالفعل مع وزير المالية |
| anlaşma yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد أن أقوم بتسوية. |
| anlaşmaya var tamam mı? | Open Subtitles | .قومي بتسوية الأمر وحسب حسناً؟ |
| Şirket iflası açıkladığından beri, davalarının tamamında anlaşmaya vardı. | Open Subtitles | ومع هذا، فمنذ أن أشهرت الشركة إفلاسها فإن 100% من قضاياها قد انتهت بتسوية مالية |
| Hiç anlaşmaya yanaşmam demiyor muydu? | Open Subtitles | ألم يقل إنه لن يقبل بتسوية أبداً؟ |
| Anladım onları doktorun zaman çizelgesinin elimde olduğuna ve o zaman diliminde orada bulunmadığını bildiğime ikna edip anlaşmaya oturtacağım. | Open Subtitles | فهمت، أقنعهم أن لدي جدول توقيت الطبيب وإنه لم يكن قريباً من المكان -فأجعلهم يقومون بتسوية |
| Biz bütün bunları halledeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بتسوية كل هذا |
| - Kilise'ye sızanlar mı var? | Open Subtitles | هل قامت الكنيسة بتسوية هذا الأمر؟ |