| Er ya da geç halka bir açıklama yapmanız gerekecek. | Open Subtitles | عاجلاً أم آجلاً ، سيتعين عليك أن تقوم بتصريح علني |
| açıklama yapacağı zaman, size bildireceğiz. | Open Subtitles | عندما يكون جاهزا للأدلاء بتصريح فسوف نحيطكم علما |
| İki saat sonra bir açıklama yapacaklar. | Open Subtitles | انهم يودون ان يقوموا بتصريح ، في خلال ساعات قليله |
| Sayın Hakim, sanık ifade vermek istiyor. | Open Subtitles | يا حضرة القاضي، يرغب المتهم بالإدلاء بتصريح |
| Net bir ifade alamazsan, elimizde kanıt olmaz. Yap şunu. | Open Subtitles | ليس لدينا شيء, مالم تخرج لك بتصريح واضح إفعل هذا الآن |
| Berlin'deki yeni hükümet bir duyuru yapacak. | Open Subtitles | و ستدلى الحكومة الجديدة في برلين بتصريح في وقت قريب |
| Talimatlarımı biliyordun hiçbir Vaiz, bu adama karşı demeç vermeyecekti. | Open Subtitles | .. أنت تعرف أوامرى بأنه ليس على أى داعية أن يصرح بتصريح ضد ذلك الرجل |
| Polisle tekrar konuşmaya çalışalım, belki açıklama yapmaya hazırdırlar. | Open Subtitles | جيد؟ دعنا نذهب ونرى رجال الشرطة مجدداً ننظر اذا كانوا اصبحوا مستعدين للإدلاء بتصريح |
| Yaklaşık bir düzine gazeteci menajerimi arayıp o adamı niçin öldürdüğüme dair açıklama istemiş. | Open Subtitles | مديري تلقى عشرات الغتصال من الصحافة يرغبون بتصريح مني لماذا قتلت رجلاً |
| Tüm gece buradaydık. Bir açıklama yapmalıyız. | Open Subtitles | نحن كنا هنا طوال الليل كان لا بد أن ندلي بتصريح |
| Ve El Kaide, bunların sadece başlangıç olduğunu bildiren bir açıklama yaptı. | Open Subtitles | و تنظيم القاعدة ادلى بتصريح آخر قائلاً بأن ،هذه هيَ البداية فقط... |
| Sorguya başlamadan önce açıklama yapabilirsiniz. İster misiniz? | Open Subtitles | قبل أن نبدأ بالمساءلة، يسمح لك أن تدلي بتصريح أترغب بذلك؟ |
| Ona resmi bir açıklama yapmasını söylediğimizin saniyesinde sözünden döndü. | Open Subtitles | لقد رفضت عنما اخبرناها ان تدلي بتصريح رسمي |
| Onbaşı Murnane bir açıklama yapmamakla birlikte... | Open Subtitles | العريف كرنان لم يدلي بتصريح ولكنه من المتوقع |
| açıklama yapmaktan kaçınırsak bizi zayıf gösterecektir. | Open Subtitles | واذا تفادينا القيام بتصريح فذلك يجعلنا نبدو ضعفاء |
| Eğer bir açıklama yapmak istiyorsan .sistemi alaşağı etmezsin. | Open Subtitles | إن أردت الإدلاء بتصريح ذي صدى، فلا تعطّل نظامًا |
| Merkeze gelip bu adamı gördüğünüze dair ifade verir misiniz? | Open Subtitles | أمستعدّ لأن تأتي إلى المركز وتدلي بتصريح بأنّ هذا هو مَن رأيتَ؟ |
| - Akşamüzeri ben karakola gelip ifade vereyim, olur mu? | Open Subtitles | في الواقع يمكنني ان آتي لمركز الشرطة بعد الظهر وادلي بتصريح |
| Bir ifade söyleyeceğim ve sen de ifadenin sana uygun olup olmadığına inanarak "evet veya" hayır diyeceksin. | Open Subtitles | أنا أدلي بتصريح وأنت تقول أجل أم لا بناءً على ما إن كان بإعتقادك أن هذا التصريح ينطبق عليك |
| Özgür kaldığınızda yetkililere ifade vermiştiniz. | Open Subtitles | عندما حررتم أنتي والفتيات لقد أدليتي بتصريح الى السلطات |
| Bir gün herkesi hizaya çekip duyuru yaptılar. | Open Subtitles | في يومٍ ما، جمعونا جميعاً، وأدلوا بتصريح |
| Talimatlarımı biliyordun hiçbir Vaiz, bu adama karşı demeç vermeyecekti. | Open Subtitles | .. أنت تعرف أوامرى بأنه ليس على أى داعية أن يصرح بتصريح ضد ذلك الرجل |