| İki sayı gerideler. Herkes çok gergin. | Open Subtitles | إنهميتخلفونبفارقنقطتينفقط يارجل، بإمكانك الشعور بتوتر الأعصاب |
| Bazı kişiler onun son dönemde gergin olduğunu söylediler, Edgy. | Open Subtitles | بعض الناس يقولون أنّها كانت تتصرّف بتوتر مُؤخراً. مُنفعلة. |
| Bak, ikimiz de gerginiz, ama gergin olmamız için bir neden yok. | Open Subtitles | اسمع , نحن نتصرف بتوتر لكن لا سبب يدفعنا لذلك |
| Hareket edebilmek için müthiş bir mücadele verir, zihinsel stres had safhadadır. | TED | لكنه في الحقيقة يصارع كي يتحرك، ويشعر بتوتر نفسي حاد. |
| Toplantı bittiğinde, üstümdeki stres de had safhadaydı. | Open Subtitles | لكنهم أيضاً مستعدين للتصويت ضد الحكومه بحجب الثقه عنها و قد خرجت من هذا الأجتماع شاعراً بتوتر كبير |
| Çok gerginim. | Open Subtitles | أشعر بتوتر شديد. |
| Madeline, bütün uluslararası anlaşmazlıklar esasında cinsel gerginliğe dayanır. | Open Subtitles | قلت ، مادلين ، كل نزاع عالمي ينتهي اساساً بتوتر جنسي |
| Hoş kızlarla konuşurken çok gerilirim. | Open Subtitles | أصاب بتوتر شديد عندما أتحدث مع بنات جميلات. |
| Demek istediğim kızlarla konuşamıyorum. Ne zaman bir kızla konuşmaya kalksam her şeyi berbat ediyorum. | Open Subtitles | عندما أتحدث مع الفتيات أشعر بتوتر بتلك المنطقة |
| Diyeceğim şu rolü için çok gergin. | Open Subtitles | وسأخبرك بتوتر أعصابها من هذا الدور |
| Ne oluyor? Sacece biraz gergin hissediyorum | Open Subtitles | ماذا يجري؟ لا ، شعرت فقط بتوتر |
| Bence sinirleri çok gergin. | Open Subtitles | أظنه مصاب بتوتر عصبي |
| - gergin olmuyorum. | Open Subtitles | - وكأنه نوعا ما يبقيني بتوتر أقل |
| Sanırım birileri biraz fazla gergin. | Open Subtitles | يبدوا ان هناك احدا يشعر بتوتر |
| gergin hissediyorum hem de bayağı... | Open Subtitles | أشعر بتوتر شديد |
| O soruları yanıtlarken kendimden emindim. Hiç stres hissetmedim. | Open Subtitles | -لقد كنت واثقا فى الاجابات, ولم أشعر بتوتر |
| MlT' e göre cep bilgisayarı kullanan insanların %90' ı ...daha çok stres altındaymış. | Open Subtitles | لقد قيل بأن 90% من الأشخاص الذين يستخدمون الأجهزة الذكية يشعرون بتوتر أكثر |
| Özür dilerim, çok stres oldum da. | Open Subtitles | آسف. فقط أشعر بتوتر شديد. |
| - Öyle, ama son günlerde oldukça gerginim. | Open Subtitles | نعم. لكنني أشعر بتوتر. |
| Çok gerginim. | Open Subtitles | -ماذا؟ أنا أشعر بتوتر |
| Federasyon dünyaları arasında coğrafik ayrımcılık diplomatik gerginliğe yol açabilir. | Open Subtitles | إظهار الأفضلية الجغرافية بين عوالم الاتحاد الفيدرالي الحثي قد يتسبب بتوتر دبلوماسي |
| Onu görüp, nefret ettiğimi söylersem daha az gerilirim. | Open Subtitles | سأشعر بتوتر أقل حين أرى ذلك المعتوه غريب الأطوار وأقول له أني أكرهه |
| Ne zaman bir kızla konuşmaya kalksam her şeyi berbat ediyorum. Bu bahaneler daha iyi olmanı sağlamayacak ki. Ne zaman bir kızla konuşmaya kalksam her şeyi berbat ediyorum. | Open Subtitles | عندما أتحدث مع الفتيات أشعر بتوتر بتلك المنطقة |