| Ulusal Bilim Madalyası alan Craig Venter ve Nobel ödülü sahibi Ham Smith. | TED | نرى هنا الفائز بالميدالية الوطنية للعلوم كريغ فينتر والفائز بجائزة نوبل هام سميث. |
| En son isteyeceğimiz şey, Nobel ödülü konuşması arifesinde müvekkilinize suç duyurusunda bulunmaktır. | Open Subtitles | آخر شيء نريد أن نفعله هو اتهام عميلك قبل خطاب احتفاله بجائزة نوبل |
| Radyasyon fenomeni araştırmasına katkılarınızdan dolayı fizik alanında 1903 Nobel ödülü size verilecek. | Open Subtitles | انه تم تكريمك بجائزة نوبل للفيزياء لسنة 1903 عن 887 00: 42: 31,716 |
| Tıp Nobel ödülü'nü onun araştırmacılarına vermek zorundaymışım. | Open Subtitles | يجب ان اجعل باحثيه هم الفائزون بجائزة نوبل فى الأدوية |
| Nobel'i kazanmak, tabii ki ama bu bir hayalden daha fazlası olası bir sonuç. | Open Subtitles | حسنا , الفوز بجائزة نوبل , بالطبع لكن ذلك احتمال اكثر منه حلم |
| Işığın doğası hakkındaki makalesi bir kaç yıl içinde ona Nobel ödülünü kazandırabilecekti. | Open Subtitles | ورقته البحثية حول طبيعة الضوء ستجعله يفوز بجائزة نوبل بعد سنوات قلائل |
| 70'li yıllarda Fizik alanında Nobel ödülü aldı çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor. | TED | فازت هذه التقنية بجائزة نوبل للفيزياء في سبعينيات القرن الماضي. لأنها تمكنكم من القيام بأشياء رائعة فيما يتعلق بالضوء. |
| 1945 Nobel ödülü kabul konuşmasında Fleming, bakteri direncinin antibiyotik mucizesini mahvetme potansiyeline sahip olduğu konusunda uyardı. | TED | في خطاب تتويجه بجائزة نوبل عام 1945 حذّر فليمنج أن مقاومة البكتيريا لديها احتمالية القضاء على معجزة المضادات الحيوية. |
| Biri belki Nobel ödülü kazanmasına yetecek kadar sayıda patern görüyor. Diğer ise | TED | احدهما يرى ربما العدد الصحيح بالتحديد من الانماط للفوز بجائزة نوبل |
| Tıp'ta Nobel ödülü alanlar hakkında konuşmak ister misiniz? | Open Subtitles | أتريدني أن أحدّثك عن الفائزين بجائزة نوبل في الطّبّ؟ |
| Nobel ödülü sahiplerinin dünyasında ilkokul çocuğu gibi kalırsın. | Open Subtitles | ستكون صبي المدرسة الإبتدائية . في عالم الفائزين بجائزة نوبل |
| Bizim roket bilim adamları veya Nobel ödülü sahibi gibi birşey... olmamız gerektiği konusunda şüphelerim var... | Open Subtitles | ينتابنى شك فى أننا يجب أن نكون علماء صارخين أو فائزين بجائزة نوبل للسلام أو شىء كهذا |
| Bu Nobel ödülü'nün açıklanmasını bekleyenlere benzeyen bir toplantı... | Open Subtitles | انه يبدو كاجتماع للاحتفال بجائزة نوبل للمجهولين |
| Uçan memeliler araştırmasıyla Nobel ödülü kazandı. | Open Subtitles | فازت بجائزة نوبل عن البحث الذى قدمته عن الثدييات الطائره |
| Jay, sen zeki bir bilimadamısın. Bir gün Nobel ödülü kazanacaksın. | Open Subtitles | جي , أنت عالم رائع يوماً ما ستفوز بجائزة نوبل |
| Bu Milton Friedman. Lanet bir Nobel ödülü sahibi. | Open Subtitles | ذلك الميلتون فريدمان فاز بجائزة نوبل اللعينة |
| Hey, Nobel ödülü şöyle dursun insanlar her gün bowling kupası kazanmaz. | Open Subtitles | ليس يومياً يربح احد كأس بولنج فما بالك بجائزة نوبل |
| Maalesef, adı seks skandalına karışan Nobel ödülü kazanmış ilk adam sen olmayacaksın. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لن يكون أول فائز بجائزة نوبل مع فضيحة جنسية |
| Belki oğulların Nobel ödülü'nü kazanırlar. | Open Subtitles | ربما أبنائك سيفوزون بجائزة نوبل. |
| Jean-Marie Le Clezio'yla tanışmıştım orada, o zamanlar Nobel'i yoktu. | Open Subtitles | التقيت جان ماري لوكليزيو هناك مرة واحدة، قبل أن يفوز بجائزة نوبل. |
| İşimi yapacağım, bir gün Nobel ödülünü kazanacağım, ve yalnız öleceğim. | Open Subtitles | أقوم بعملي و أفوز في يوم بجائزة نوبل و بعدها أموت وحيدا |
| Fizik dalında Nobel ödülü için kalan tüm olasılıklar yok olduğundan beri çok teşekkür ederim artık Nobel Barış Ödülü'nü kazanmak için yeniden odaklanmam gerektiğine karar verdim. | Open Subtitles | بما أن آمالي تلاشت بالفوز بجائزة نوبل للفيزياء شكرا جزيلا لك قررت أن أعيد تركيز جهودي |