"بجسدها" - Traduction Arabe en Turc

• Vücudunun
• vücudu
• vücudunda
• bedenini
• vücudunu
• vücuduna
• Bilok
• bedeni
• kanında
• vücuduyla

Eğer Vücudunun bir yerinde kanser varsa paraneoplastik sendrom da olabilir.
إن كان لديها سرطان بجسدها فسيكون لديها أيضاً متلازمة التنشؤ الورمي

Öğlen yemeğinde ne yediğini bile hatırlamıyorum ayrıca vücudu üzerindeki kontrolümü git gide kaybediyorum.
و التي لا تذكر ما تناولته على الغداء و تفقد تحكمها بجسدها

Bu yaşlıca bir bayan.Dİyabetin yanında,karaciğer kanseri. vücudunda son kalanlarla ölmeye karar verdi.
هذه سيدة مسنة وهي مصابة سرطان الكبد و السكر وقررت أن تموت بجسدها كاملًا

Bu kişinin bedenini derinlere gönderiyoruz yok olup gitsin diye.
إننا نعهَد بجسدها إلى الأعماق ليصير الى الفَناء

vücudunu bilime bağışlamasını ve senin de bilim olduğunu söyle.
اخبرها أنك تريد منها أن تتبرّع بجسدها إلى العلم وأنك أنت العلم

Erkeğin vücudundan ayrılır feromonal ipuçlarını takip ederek dişiyi bulur kendini dişinin vücuduna ekler ve spermlerini boşaltır.
يترك جسم الذكر ليبحث عن الأنثى من خلال الفيرمونات في الماء يتعلق بجسدها ثم يخزن الحيوانات المنوية.

Bazen kız kardeşim, erkek kardeşim Bilok'a amını gösterir ve der ki
اختي تعرض شيئاً بجسدها لاخي وتقول له

Tüm kariyerim boyunca kadınların kendi bedeni hakkında karar verme hakkı için savaştım.
لقد ناضلت لأجل حق المرأة بالتحكم بجسدها بكل قوتى لا

Üzgünüm, kanında hiç epilepsi ilacı yok. İnsanlar ilaçlarını almayı bırakırlar. Nöbetleri de bu yüzden geçirirler.
امم,المعذرة,لا يوجد اى مضاد للصرع بجسدها اه,ليس لديها سجل طبى عن الصرع

O sadece vücuduyla kötülükleri dağıtan bir şaman.
إنها شامان قامت بتلقي طاقة سلبية بجسدها

Dizinden, bileğinden, omzundan ve çiçek hastalığı olmayan Vücudunun diğer tüm eklemlerinden su alın.
قم ببزل ركبتها وكاحلها وكتفها وأيّ مفصل آخر بجسدها المصاب بالجُدَري

Vücudunun dokunmadığımız bölümlerinde.
إنه على أجزاء لم نلمسها بجسدها

Bir kadın vücudu ile istediğini yapma hakkına sahip midir? Buna de diyeceksin?
حق المرأة أن تفعل ما يحلو لها بجسدها ماذا عن ذلك؟

Eğer bir kadının konuşması silahıysa vücudu kim bilir neler yapabilir, bir düşün.
إذا كان سيف المرأة هو لسانها فكري بما تستطيع فعله بجسدها

Adam onu dövüyor biliyor musun? Kadının vücudunda morluklar vardı.
إنـه يضربها، لقد كان هناك كدمـات بجسدها.

Toksik raporu vücudunda klorpromazin izleri gösterdi.
فحص السموم أظهر بقايا من الكلوربرومازين بجسدها

Kızın yığılmış bedenini kaldırıp nazikçe kurutucuya yerleştirmiş.
لذا أمسك بجسدها بين ذراعيه وأداخلها برقة

Onu gördüğüm son kez cansız bedenini kollarımda tutuyordum.
أخر مرة أرها بها، لأمسك بجسدها عديم الحياة في ذراعيّ.

Tek gözlü iki kedisi olan 30 yaşında bir aylağın vücudunu yönetmesine ihtiyacı yok.
و هي لا تحتاج لشخص مثلك لديه قطتين كل واحدة منها تملك عيناً واحدة فقط لتخبرها بما يجب عليها أن تفعله بجسدها

Tanrım, kendi küçük vücudunu Renard'ınkine dönüştürecek.
اعني يا الهي فقط لما افكر بجسدها الضئيل يتحول لجسد رينارد

Ne kendimi ne başkasını ne de hükümeti bir kadının kendi vücuduna ne yapması gerektiğini söyleyen konumda düşünemiyorum.
لا يمكنني أن أرى نفسي , بالأحرى لا يمكن للحاكم أن يخبر المرأة ماذا يجب أن تفعل بجسدها

Eğer ölemiyorsa ruhu, enerjisi ya da ne diyorsanız vücuduna bağlıdır.
إن كانت لا تستطيع الموت،فإن روحها أو طاقتها، كما تسمّونها، مرتبطة بجسدها

Kadının bedeninde en azından on farklı sorun var buna tüm bedeni saran ağrılar da dahil.
المرأة بها 10 أشياء مختلفة متضمنة ألم بجسدها كله

Müsaadenizle, size ölü şahidiniz olan Kate Jordan'ın kanında da aynı uyuşturucudan bulunduğunu söyleyeyim.
اسمحوا لي أن أقدّم لكم، أنّ شاهدتكم الميّتة، (كايت جوردن)، كان لديها نفس المُخدّر بجسدها.

vücuduyla beni korudu.
لقد حمتني بجسدها.