| Sevgili valim, size bunu sorduğum için bağışlayın ama yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | أيها الحاكم العزيز، سامحني لإستدعائك على هذا النحو، و لكني بحاجةٍ لمساعدتك |
| - Sana o hastanedeki politik belirsizliği anlatmama gerek yok sanırım. | Open Subtitles | لستُ بحاجةٍ لتذكيركـِ فيما يخصُ الوضع السياسي الحرج لمركزِ المحاربينَ القدامى |
| André'nın yatağa ihtiyacı yok. Biraz saman onu mutlu edecektir. | Open Subtitles | أندريه ليس بحاجةٍ إلى سرير انه سيكون سعيد ببعض القشة |
| Şimdi senin ihtiyacın olan şey konuşmak değil eğitim görmek. | Open Subtitles | .ليس من الضرورة أن يتمّ تهذيبك بالكلمات .أنت بحاجةٍ لتدريب |
| - Paraya ihtiyacımız vardı, ama neyin içine girdiğim hakkında fikrim yoktu. | Open Subtitles | ، كنّا بحاجةٍ للمال لكن لم تكن لديّ فكرة، بماذا أقحمت نفسيّ |
| O teslim olmuş olabilir ama sizin hala oradan ayrılmanız gerekiyor. | Open Subtitles | لرُبّما قرّر هو تسليمُ نفسه، ولكنّك بحاجةٍ إلى الرحيل من هنا. |
| Silahsız bir adamı vurdum. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لقد أطلقتُ النار للتو على رجلٍ أعزل كنتُ بحاجةٍ للحظة |
| Senin kim veya ne olduğunu bilmiyorum ama yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا لا أعرف هذه الحرب لمن ولماذا 000 ولكنني بحاجةٍ لمساعدتك |
| Lütfen durumu zorlaştırma, bu işe gerçekten ihtiyacım var. | Open Subtitles | لذلك أرجوك، لا تعقد الأمر فأنا بحاجةٍ إلى هذه الوظيفة |
| Yeniden orada ikamet eden halklar tarafından paylaşılan şehirler inşa etmemiz gerek. | TED | نحن بحاجةٍ مرة أخرى لخلق مدنٍ تتشارك بها المجتمعات التي تقطنها. |
| Oyunu kurallarına göre oynayarak dünyayı kurtaramayız çünkü kuralların değişmesi gerek. | TED | لذلك لا يمكننا إنقاذ العالم من خلال القوانين، فالقوانين بحاجةٍ إلى تغيير. |
| DB: Bunun için bayağı iyi bir alet gerek, değil mi? | TED | ديفيد: ألستَ بحاجةٍ إلى آلةٍ مذهلةٍ للقيام بذلك؟ |
| En kötüsünü atlattı ama hala ekstra bir bakıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | وتجاوزتْ جميعَ عقباتها ولكنَّها لا زالتْ بحاجةٍ إلى من يعتنيَ بها |
| - Bu onu eğlendiriyor. - Hayır, onun tamire ihtiyacı var. | Open Subtitles | و هذا كان يشكل تسلية بالنسبة اليه لا لا , هذا الرداء بحاجةٍ لاصلاح |
| Paraya ihtiyacın varsa, ben sana ödünç verebilirim. | Open Subtitles | إن كنتِ بحاجةٍ إلى بعض المال فبإمكاني أن أعيركِ بعضاً منها |
| Biraz havada hissediyorum! İşte, görüyorsun ya, bu güzel bir şey, bilirsin, esrara ihtiyacın yok, alkole ihtiyacın yok, ihtiyacın olan herşeye sahipsin. | Open Subtitles | أترين، ذلك شئ جميل، فأنت لست بحاجةٍ للحشيشة ولست بحاجة للمسكر فلديك كل شئ تحتاجينه |
| Bir düşündüm de onunla konuşmak istiyorsak bir tercümana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | كنتُ أفكر بالأمر.. نحنُ بحاجةٍ لمُترجم إذا كنّا سنذهبُ للتحدث معه. |
| Çok acil, bir avukat tavsiyesine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | و نحن بحاجةٍ الى استشارةٍ من محامي بشكل عاجل |
| Siz iş üzerindeyken araya girmemek için bir şifre bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجةٍ إلى كلمة سريّة نتافهم بها حتّى لا أرى هذا. |
| Bu yüzden gençken ihtiyaç duymadığın o okuma gözlüklerine şu an ihtiyaç duyuyorsun. | Open Subtitles | سبب حاجتنا للنظارات أثناء القراءة التي لم نكن بحاجةٍ لها عندما كنا صغاراً |
| Bugün öğrenmesi gereken birine öğreten bir öğretmendin ama aynı zamanda şefkate ihtiyacı olan birine karşı da çok kabaydın. | Open Subtitles | اليوم، كنتِ أستاذةً لشخصٍ كان بحاجةٍ لأن يتعلّم لكنّكِ كنتِ كذلكَ قاسيةً على من كان بحاجةٍ لبعضِ التَّعاطف |
| Sadece bunu ona aşağılık biri olduğunu kanıtlaman gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كنتَ فقط بحاجةٍ لإثبات ذلك له أنتَ وغد |
| Yani hepsi çok aç. Kalacak bir yere ihtiyaçları var. | Open Subtitles | أعني, أنّهم جميعاً يتضورون جوعاً, و بحاجةٍ لمكانٍ يبيتون فيه |
| - Memur, burada yöneticiyim ve ne yapmaya çalışıyorsan mahkeme emri gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أيّتها الضابطة، أنا المدير هنا وأعتقد أنّك بحاجةٍ لمذكّرة . لأجل ماتحاولين فعله |
| Eric, ben gözlerini ve kulaklarını gerekir. Bunun üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | إيريك أنا بحاجةٍ إلى معلوماتٍ مباشرةٍ من داخل ذلك المبنى |
| Sizi seçtim çünkü buranın size ihtiyacı olduğu kadar sizin de buraya ihtiyacınız vardı. | Open Subtitles | اخترتُكم لأنّكم كنتم بحاجةٍ لهذا المكان بقدر ما كان هو بحاجتكم |