Şu andan itibaren Clavermorelar'ı nasıl idare edeceğimi düşünmem gerek. | Open Subtitles | إنّني بحاجة للتفكير في هذا، في كيفية التعامل مع آل كليفرمور وذلك من الآن فصاعداً. |
Bunu düşünmem gerek. | Open Subtitles | -- انا انا بحاجة للتفكير في الامر. |
Biraz düşünmem gerek. | Open Subtitles | أنا بحاجة للتفكير في الامر |
Ne tür politikaların etkili olabileceği hakkında düşünmemiz gerekiyor. | TED | لذا نحن بحاجة للتفكير في السياسة و نوعية السياسات التي قد تكون فعالة |
Yani sonuç olarak, bilgisayarlarla etkileşmek için gerçekten de yeni, temelden farklı bir yol düşünmemiz gerekiyor. | TED | لذلك، ففي الختام، أعتقدُ حقاً أننا بحاجة للتفكير في طريقة جديدة مختلفة جوهرياً وجذرياً للتعامل والتفاعل مع الحواسيب. |
Bu nedenle düşünmem lazım. | Open Subtitles | لذلك أنا بحاجة للتفكير في الامر |
- Bunu biraz düşünmem lazım. | Open Subtitles | أنا فحسب بحاجة للتفكير في هذا مليًّا |
Sanırım bunu düşünmemiz gerektiğini söylemiştik sana. | Open Subtitles | أظن أخبرناك بأننا بحاجة للتفكير في الأمر. |
Kötü bir etkisi olabilir ama olanlardan sonra önceliklerimizi düşünmemiz lazım. | Open Subtitles | قد يكون حاد، ولكن بعد كل ما حدث للتو، نحن بحاجة للتفكير في أولوياتنا. |
Bunlar iklim krizimizi çözecek kadar büyük değil ve yapmamız gereken şey aslında ne yapabileceğini düşünmemiz gerektiği. | TED | فهذه ليست كبيرة بما فيه الكفاية لحل أزمة المناخ، ولذا فإن ما يتوجب علينا فعله هو أننا بحاجة للتفكير في الواقع بما يمكن أن يستلزم ذلك؟ |
Bunu düşünmem lazım. | Open Subtitles | أنا بحاجة للتفكير في ذلك. |