| Hayvanat bahçesine fırlatılan çocuk da onların çocuğuymuş. | Open Subtitles | والطفل الذي رمته بحديقة الحيوانات هو ابنهم |
| O hayvanat bahçesinde ders vermen onlara bir armağan mı? | Open Subtitles | أهذه ما يجعلونك تدرس بحديقة الحيوانات تلك؟ |
| Hayvan boku. Gerilla muhtemelen. Abimin kız arkadaşı hayvanat bahçesinde çalışıyordu | Open Subtitles | إنها روث حيوانات، على الأغلب غوريلا أخي يذهب لعند بينكي، و هي تعمل بحديقة الحيوانات |
| - hayvanat bahçesinde bir arkadaşım var da. | Open Subtitles | فليتصل أحد بالشرطه - لدي صديق بحديقة الحيوانات - |
| Yalnız değildi. Genç Kraliçe Victoria da, Londra hayvanat bahçesinde maymunları ziyaret etti... ve şöyle dedi:.. | Open Subtitles | لم يكن الوحيد, فالملكة (فيكتوريا) زارت القردة بحديقة الحيوانات في "لندن" وقالت, |
| hayvanat bahçesinde birlikte yaşa. | Open Subtitles | يعيشون سويا بحديقة الحيوانات |