| Alışkanlık olmuş. Bu çocukken öğrendiği bir şey olur, yetişkinken değil. | Open Subtitles | هذا بحكم العادة إنه أمر تعلّمه حين كان طفلاً وليس كراشد |
| Alışkanlık gereği beraber değiliz. Ama dışarıda mutsuzum. | Open Subtitles | إن بقاءنا معاً ليس بحكم العادة بل إنه من منطلق اليأس |
| Ama elinden bir şey gelmiyor, değil mi? Senin gibi bir kadın için Alışkanlık halini almıştır bu. | Open Subtitles | ولكنك لا يمكنك السيطرة على نفسك هذا بحكم العادة لإمرأة مثلك |
| Affedersiniz hanım efendi, bu eski bir Alışkanlık. | Open Subtitles | آسف، يا سيدتي، هذه فقط بحكم العادة. |
| Üzgünüm.Alışkanlık. | Open Subtitles | معذرة ، هذا بحكم العادة |
| Affedersin, Alışkanlık işte. | Open Subtitles | أسف. بحكم العادة. |
| Pardon Alışkanlık. | Open Subtitles | آسف، تصرفت بحكم العادة |
| Eski bir Alışkanlık. | Open Subtitles | هذا بحكم العادة فحسب |
| Bir çeşit Alışkanlık. | Open Subtitles | بحكم العادة |
| Alışkanlık. | Open Subtitles | بحكم العادة |