| Seninle birlikte odada başka birisi daha vardı. Kimi koruyorsun? | Open Subtitles | أحد أخر كان بهذه الغرفة معكِ من تقومي بحمايته ؟ |
| Onu koruyorsun. Adam sana tecavüz etti ve sen onu koruyorsun! | Open Subtitles | الشاب إغتصبك لقد , تحمينه أنت بحمايته تقومين وأنت |
| Siz beyler onu herkesten korumak için para alıyorsunuz, hatta kendinden bile. | Open Subtitles | أنا أدفع لكم لكى تقوموا بحمايته حتى من نفسه |
| Amthor'un şüphelendiğini düşündüyse seni koruma için tutmuş olabilir. | Open Subtitles | وانه اعتقد لو ان امثور يشك فيه, فربما لهذا استأجرك لتقوم بحمايته |
| Ya bir paranoyak ya da korumaya çalıştığı çok değerli bir şey vardı. | Open Subtitles | إما أنه مصاب بجنون الارتياب أو هناك شيء قيم للغاية كان يقوم بحمايته |
| Herifin etrafında bir duvar ör ve hayatını koru. | Open Subtitles | يجب أن تقوم بمرافقة ذلك الرجل بكل مكان وتقوم بحمايته |
| Eğer bunu koruyor olmasam başıma daha büyük dertler açılırdı. | Open Subtitles | سأحرق الكثير من السجاد في مؤخرتي إذا لم أقم بحمايته |
| Neden onu koruyorsun ki? | Open Subtitles | فهو الشخص الذي قتل أخوك لماذا تقوم بحمايته ؟ |
| İşte yine yaptın, onu koruyorsun. | Open Subtitles | ها أنتِ مجدداً ، تقومين بحمايته |
| Onu korumak istiyorsunuz, kendini kaybetmiş olmasına rağmen. | Open Subtitles | تريدون أن تقوموا بحمايته بالرغم من فقدانه |
| Bir yanım onu zararlı olan her şeyden korumak istiyor ama yapamayacağımı biliyorum. | Open Subtitles | هناك جزء منى يرغب بحمايته من اى شىء قد يؤذيه لكنى لا استطيع الان |
| Lasse, lanet olsun! Seninle konuşurken yüzüme bak. O hayvanı koruma artık! | Open Subtitles | أنظر إلي عندما أتحدث إليك لا تقم بحمايته |
| korumaya çalıştığım adam tarafından neden aşağılandığımı anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أرى سبباً لإهانتى من قبل الرجل الذى أقوم بحمايته |
| Bu kadar yıl koru,sonra bir küçük salak mahvetsin! | Open Subtitles | طوال هذه السنين و أنا أقوم بحمايته و الآن كل شيء قد تدمر من قِبل فتى أحمق |
| Oldukça güvende Majesteleri. Firavun'un kendi muhafızları koruyor. | Open Subtitles | أنها فى مكان أمن, جلالتك الحراس يقومون بحمايته. |
| O zaman onu konserde koruyun. | Open Subtitles | حسنًا,إذًا, قم بحمايته فى الحفل. |
| Çocuğun babası genç yaşta melanomadan öldüyse aşırı korumacı annesi nasıl olmuş da çocuğu bir cildiyeciye götürmemiş? | Open Subtitles | ان مات اب الولد صغيرا بسبب سرطان الجلد كيف لم تقم الأم المبالغة بحمايته بأخذه الى طبيب جلدية ابدا؟ |
| Bu manastırın duvarları 10000 yıl boyunca korudu onu. | Open Subtitles | وقد تكفلت جدران الدير بحمايته لـ 10 آلاف سنة |
| Sen bu dünyayı korumakla meşgulken ben de onu senden korumakla meşgul olacağım. | Open Subtitles | بينما تنشغل بحماية هذا العالم سأنشغل أنا بحمايته منك |
| Hayır ben yeni bir Toto istemiyorum. Onu yeterince iyi koruyamadım. | Open Subtitles | لم أقم بحمايته جيدا، كان يجب على أمه رعايته |
| Onu koruyacağım. | Open Subtitles | . سأقوم بحمايته |
| Neden onu koruyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تقوموا بحمايته ؟ انه قاتل |
| Sen onu korudun ve hâlâ bunu yapıyorsun. Sebebini öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | و مازلتِ تقومين بحمايته أود أن أعلم لماذا؟ |
| Bunu ve senin kollarındayken onu koruduğumu bile bilmiyordun. | Open Subtitles | إنكِ حتى لم تعرفي ذلك وقمتي بحمايته بين ذراعيكِ |