| Yakın zamanda başkentin dışında garip bir patlama olduğunu duydum. | Open Subtitles | انا سمعت بحدوث انفجار شديد. بخارج العاصمة،ليس من فترة طويلة. |
| Tamam, Washington D.C'nin hemen dışında kapanmış bir demiryolu tüneli var. | Open Subtitles | حسناً ، يتواجد خط سكة حديد لا يعمل بخارج حدود العاصمة |
| - Zaten yatakhanenin dışında yaşayacağım için kafamı yiyor. | Open Subtitles | اسمعي، لقد قام بالتحري عن شقتي بخارج الحرم الجامعي |
| En azından Sanwa dışındaki müşterilerinizin iş hacmini yükseltebilirsiniz. | Open Subtitles | على الأقل، يمكنكم تنمية تجارتكم بخارج سانوا |
| Ve bu hafta sonu onun evinin olduğu apartmanın önünde bekledim. | Open Subtitles | بعد ظهر اليوم انتظرت بخارج مبنى المرأة بإنتظار خروج الحاضنة |
| Kaçmamı engelleyen şey kapının önündeki dedektifler değil. | Open Subtitles | هؤلاء العملاء الذين بخارج الباب هُم مُتواجدون هنا لمنعي من الهرب. |
| Restoranın dışındayım. Barbiero tekerlekli sandalyede. | Open Subtitles | أنا بخارج المطعن باربيرو على الكُرسى المُتحرك |
| Matt Higgins'in annesi, aylığı azaldı, evi dışında çalışıyor. | Open Subtitles | والدة مات هيجينز تأخذ مرتباً إضافياً إنها تعمل بخارج منزلها |
| Talon'ın dışında babasının arabasını terk edilmiş olarak buldular. | Open Subtitles | لقد عثروا على سيارة أبيها مهجورة بخارج التالون |
| Hastane dışında beklememi istediğini sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتكِ بأنكِ تريدنى ان أكون بخارج المستشفى .. |
| Uh, hayır. Şehir dışında. Yarın akşam dönecek. | Open Subtitles | كلا، إنها بخارج المدينه ستعود غداً مساءاً |
| Tamam, kırmızı bir Vauxhall Caernarfon dışında durdurulmuş. | Open Subtitles | حسناً ، تم إيقاف سيارة فوكسول حمراء بخارج كارنارفون |
| Ama hiçbirinizin buranın dışında bir partneri yok. | Open Subtitles | لكن لا أحد منكم له رفيق بخارج هذا المكان |
| O, her sabah bisiklet yerinin dışında beni beklerdi. | Open Subtitles | كان ينتظرنى كل صباح بخارج مضمار الدراجات معذرة, آسف على المقاطعة |
| Tamam. Karnavalın dışındaki alanda bizimle buluşmasını söyle ona. | Open Subtitles | حسناً، اخبريه أن يقابلنا في الحقل الذي بخارج الكرنفال. |
| Standart protokol dışındaki tüm toksik testlerini yaptım. | Open Subtitles | أجريتُ كلّ فحص للسموم بخارج البروتوكول المُعتاد. |
| Gazetecilik Sınıfı'nın dışındaki kutuya bırakın. | Open Subtitles | إلى الصندوق الذي بخارج فصل الصحافة وسينشر |
| Bilirsin, kır evimizin önünde birlikte dikilirken çekilmiş resimler. | Open Subtitles | انتي تعلمين , صور لي ولكي نقف بخارج منزلنا |
| Son birkaç aydır, her gün bizim pencerenin önünde geziniyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تتسكع بخارج نافذتي كل يوم للاشهر الاخيرة. |
| Ruiz üç yıl boyunca her perşembe, bir kilisenin önündeki parkmetrede kredi kartını kullanmış. | Open Subtitles | رويز كان يستخدم بطاقته الحسابيه للدفع لموقف سيارات بخارج كنيسه كل يوم خميس منذ ثلاث سنوات |
| Şu anda senin evinin dışındayım. | Open Subtitles | أنا بخارج منزلك الآن وأنا لن أغادر |
| Planlarda değişiklik, Port devre dışı, yeni değişim alanı, Royal. | Open Subtitles | تغيير في الخطة بخارج الميناء اسم مكان موعد التسليم رويال |
| Marie şehir dışındaydı. Luke da yalnızlık çekiyordu ve... Onu aradın. | Open Subtitles | لقد كنت بخارج المدينة ، وكنت انتِ و(لوك) وحدكما .. |
| Birden aklıma geldi. Sol ayağımın dışıyla dibine girdim. | Open Subtitles | جاء هو سريعا, لقد رفعتها فقط بخارج الحذاء |
| Dekan Haley'in ofislerini, o şehir dışındayken ödünç alıp almadığınızı doğrular mısınız? | Open Subtitles | ل يُمكنك التأكيد لنا أنك قُمت بإستعارة مفاتي مكتب دين هالى عندما كان بخارج المدينة ؟ |