| Günlerdir onları görmüyorum, ve ne zaman onlarla ilgili planlar yapsam, onlar...mazeret uydururlar. | Open Subtitles | أنا لم أرهم منذ أيام وفي أيّ وقت أحاول أن أقوم بخطط معهم يختلقوا الأعذار |
| - Hayat, başka planlar yaptığında işlemeye başlar. | Open Subtitles | الحياة ما تحدث عندما تقوم بخطط أخرى من هو؟ |
| Dinle, iş aşka gelince; plan yapamazsın tatlım. | Open Subtitles | أسمع، في ميزان القلب لايمكنكَ القيام بخطط يا عزيزي |
| Bensiz plan yapmama kısmından tekrar bahsetsene. | Open Subtitles | لذلك ، قولي لي ذلك الجزء مرّة أخرى عن أنّك لا تقومين بخطط |
| Şimdi buradayız, bir şeyler yapıyoruz ve sen kendi planlarını mı kuruyorsun, kalleş? | Open Subtitles | والآن نحن هنا، نفعل شيء جيد، وتقوم بخطط لك أيها الأخرق؟ |
| ...ve bize iş planları, araştırma programları ...ve karşı casusluk operasyonları hakkında bilgi vereceksiniz. | Open Subtitles | ,تـُعـْلِمُنا بخطط أعمالهم ..برامج أبحاثهم و عمليات الإستخبارات للشركات المنافسة |
| Evraklara, projelere, yazışmalara, NATO'nun askeri planlarıyla ilgili her şeye. | Open Subtitles | أوراق عمل ، مشاريع ، رسائل أي شيء مرتبط بخطط حلف الناتو العسكرية |
| Sporcular sakatlandıklarında başka planlar yapmalılar. | Open Subtitles | عندما يصاب الرياضيين يحتاجون للقيام بخطط آخرى. |
| Uzun vadeli planlar yapabiliriz. | TED | و نستطيع القيام بخطط طويلة المدى .. |
| Bir bankalar zincirini soruşturan, bir eyalet polis dedektifi... mimarî planlar, para transferleri. | Open Subtitles | مُحقّق شرطة الولاية ... يحقّق في إرتباط مصرف ... بخطط الهندسة المعمارية وتحويلات إستيراد الأموال |
| "Hayat, sen başka planlar yaparken olup biten şeydir." | Open Subtitles | الحياة هي ما يحدث و أنت مشغول بخطط أخرى |
| Görevimiz yeni planlar yapmaktı, Domuzlar Körfezi türü planlar değil fakat tırnak içinde Castro'dan ve Castro rejiminden kurtarabilecek planlar olacaktı. | Open Subtitles | كانت مهمتنا هي البدء بالإتيان بخطط جديدة، ليست من نوعية خطة خليج الخنازير سام هالبيرن وكالة الإستخبارات المركزية ولكن ببساطة من نوعية "تخلص "من كاسترو ونظامه |
| Başka bir plan bulup bana bildirin. | Open Subtitles | أخرجوا بخطط أخرى و قدموها لي مرة أخرى |
| Seninle hiç plan yapmadım ki. | Open Subtitles | لم أقم بخطط معكِ |
| Sofia bizim küçük kızımız ve sana danışmadan plan yapmak gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | صوفيا) هي إبنتنا الصغيرة) و أنا لا أحاول أن أقوم بخطط بدونكِ |
| Dolandırmadan söylüyorum efendim Tenebrae'nin planlarını öğrenmek için eşsiz bir fırsat yakaladık. | Open Subtitles | انا اقول ببساطة يا سيدى انها فرصة نادرة لنعلم بخطط الظل |
| Birisi, kocasının gelecek planlarını öğrendi.. | Open Subtitles | .. إحداهنّ عرفت بخطط زوجها للمستقبل |
| Sen bir kakaolu içecek molası ver, ve bende senin yeni icadının planlarını koruyayım. | Open Subtitles | ... خذ استراحة و احتسي بعض شراب الكاكاو و أنا سوف أعتني بخطط اختراعك الجديد |
| senin küçük seyahat planları yüzünden kraliyet faaliyetleri duracak mı? | Open Subtitles | تقومين بمقاطعة العمل الملكي بخطط السفر خاصتكم؟ |
| Bak sen! Daha şimdiden Beyaz Saray planları yapmaya başlamış. | Open Subtitles | تقومين بخطط للبيت الأبيض منذ الآن؟ |
| Sovyetler Birliği çöktüğünde oraya özelleştirme planlarıyla ekonomistler yolladım, ve aslında onlarda eksik olan sosyal güvendi. | TED | قمنا بإرسال الاقتصاديين إلى الإتحاد السوفييتي محملين بخطط للخصخصة وقت انفصاله ووقت كان أكثر ما ينقصهم هو الثقة الاجتماعية. |
| Bunun hafta sonu planlarıyla alakası yok. | Open Subtitles | هذا ليس له علاقة بخطط نهاية الأسبوع |