| Bu duygusal hayal kırıklığı ifadesini değiştirmek için ne gerekirse. | Open Subtitles | سأفعل أي شيء لتغيير هذا التعبير المليء بخيبة الأمل العاطفية. |
| -Aranızdan ikisi hayal kırıklığı yaşayacak. -Ama hangi ikisi? | Open Subtitles | لابد أن يتعلم أثنان منكما العيش بخيبة الأمل ولكن أى أثنان ؟ |
| Sonra suçluluk duygusu yerine... hayal kırıklığı hisseder. | Open Subtitles | انه لا يشعر بالذنب بعد ذلك .. .. ولكنه يشعر بخيبة الأمل |
| ama hayal kırıklığına uğramanızı da istemiyorum. | TED | ولكنني لا أريد أيضًا أن تشعر بخيبة الأمل. |
| Yani, benim de hayal kırıklığına uğradığım zamanlar oldu, bu bilgiyi ve yayılımı gördüğümde, sadece beş kişi! | TED | أعني، لقد أصبت شخصياً بخيبة الأمل بعض الأحيان عندما رأيت هذه البيانات وكل هذا الإنتشار، فقط لخمسة أشخاص. |
| Her şeyden öncesi Bayan Walker olacak ve ikinci olarak hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | حسناً أولا إنه سيدة وثانيا أنا أشعر بخيبة الأمل |
| Müteveffa babanız gibi siz de hüsrana uğrayacaksınız. | Open Subtitles | سوف تُصاب بخيبة الأمل.. تماما مثل أبيك الراحل.. |
| Sanırım Tanrı bize çoçuklarımızı ölüm büyük hayal kırıklığı yaratmasın diye vermiş. | Open Subtitles | أعتقد أن الرب يمنحنا الأبناء، حتى حينما يأتي الموت فلا يكون بخيبة الأمل |
| Kendi kendime nasıl hayal kırıklığı yaşadım bilemezsin. | Open Subtitles | هل تعرف مقدار شعوري بخيبة الأمل على نفسي ؟ |
| Ve hiçbir zaman umutlarını yüksek tutmazsın ki asla hayal kırıklığı yaşamayasın. | Open Subtitles | وأنكِ لا ترفعين من مستوى تطلّعاتك حتى لا تصابي بخيبة الأمل |
| Hayır, bir hayal kırıklığı tarafından şaşırtılmayı beklentilerimin vereceği mutluluğa tercih ederim. | Open Subtitles | لا، أفضّل التفاجئ بخيبة الأمل على السعادة بما توقّعته. |
| hayal kırıklığı ve ihanet içerisindeyim. | Open Subtitles | يجب أن أقول أنني أشعر . بخيبة الأمل و الخيانة |
| Saldırı eğer büyük ölçekli ise hayal kırıklığı da o ölçüde büyük oluyor. | Open Subtitles | خصوصاً لو كان ذلك الهجوم من النوع الكبير كان هناك شعور حقيقي بخيبة الأمل |
| Şu ana kadar servisten dolayı hayal kırıklığı içindeyim. | Open Subtitles | حتى هذه اللحظة أنا ملئية بخيبة الأمل من هذه الخدمة |
| Bununla birlikte hayal kırıklığına uğrama ihtimali de var. | Open Subtitles | و بعد كل شئ ، هناك فرصة لتصاب بخيبة الأمل |
| Seninle konuşamadan gittiğin için hayal kırıklığına uğramış olmalı. | Open Subtitles | لعلك تشعرين بخيبة الأمل لأنك غادرت الحفل قبل ان تتحدثى اليه |
| Cehennem alevinde kavrulmadığım için, hayal kırıklığına mı uğradın? | Open Subtitles | أتشعر بخيبة الأمل لأني لا أحترق بالجحيم؟ |
| Bir parça midem bulandı ve fazlasıyla hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | لقد شعرت بخيبة الأمل والأشمئزاز كثيرا |
| Dürüst olmam gerekirse, yaptıklarından dolayı büyük hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | لأصدقك القول أشعر بخيبة الأمل مما فعلته |
| Ama sana kızgın değilim. Sadece hayal kırıklığına uğradım. | Open Subtitles | لست غاضبة، و لكنني أشعر بخيبة الأمل فقط |
| Müteveffa babanız gibi siz de hüsrana uğrayacaksınız. | Open Subtitles | سوف تُصاب بخيبة الأمل.. تماما مثل أبيك الراحل.. |