| Adetim gecikti. Sürekli duygusalım. Ateş basıyor ve başım dönüyor. | Open Subtitles | دورتي الشهرية متأخرة وأبكي طوال الوقت وحرارتي مرتفعة وأشعر بدوار |
| Hava hortumuma ihtiyacım var! Nefes alamıyorum, Carl! Başım dönüyor! | Open Subtitles | احتاج لخرطوم هوائى , لا يمكننى التنفس اشعر بدوار |
| Milyonlarca işim var ve başım dönüyor. Başım dönüyor. | Open Subtitles | انا مذعورة بعض الشىء ولدى مليون شىء لأفعل واشعر بدور اشعر بدوار |
| Adamın pamuk helva yapmasını izliyordu, sonra başı döndü ve içine düştü. | Open Subtitles | كان يشاهد الرجل وهو يعدّ غزل البنات وأصيب بدوار وسقط في الآلة |
| Eminim size yardımcı olabilirim. Yoksa sizi deniz mi tuttu? | Open Subtitles | أعتقد أني أستطيع مساعدتكِ هل أنتِ مصابة بدوار البحر ؟ |
| Hemen sadede gelelim. Kurt'u deniz tutar. | Open Subtitles | نحن سنكون سريعين لان ووف يصاب بدوار البحر بسهولة |
| Oysa öyle başım dönüyor ki doğru dürüst düşünemiyorum. | Open Subtitles | و أنا الآن أشعر بدوار و لا أفكر بشكل سليم حتى |
| Nefes alamıyorum. Başım dönüyor. | Open Subtitles | لا يمكنني التنفس أشعر بدوار و أسمع بصعوبة |
| Seni bilmiyorum dostum ama benim başım biraz dönüyor. | Open Subtitles | أجهل بشأنك يا صاح، لكنّي ما زلت أشعر بدوار في رأسي. |
| Galiba ben bu kafayla motora binemeyeceğim. Acayip başım dönüyor. | Open Subtitles | لا اعتقد بأني استطيع أن اركب الدراجة بحالتي هذه فانا اشعر بدوار فظيع |
| Başım dönüyor. Kıçlarını tekmelemeye hazır mısın? | Open Subtitles | انا مصاب بدوار. هل انت مستعد لركل بعض المؤخرات ام ماذا؟ |
| Başım çok dönüyor, ne konuşacağımızı bile unuttum. | Open Subtitles | أشعر بدوار برأسي, نسيت ما الذي, كنا نتحدث عنه |
| İşten eve yürüyordum işte o zaman başım döndü ve garip hissettim. | Open Subtitles | كنت أسير إلى البيت بعد العمل حين بدأت الشعور بدوار وضعف |
| Bayılmadan önce başınız döndü mü, ya da mideniz bulandı mı? | Open Subtitles | هل كنتي تشعرين بدوار, أو غثيان قبل انهيارك؟ |
| Çok hızlı kalktım. Başım döndü. | Open Subtitles | لا بد أن صعدت الدرج بسرعه لذا اشعر بدوار |
| Sabahın 7:30'u, aptallar, beni deniz tuttu! | Open Subtitles | السابعة و النصف صباحا ايها الحمقى اننى مصاب بدوار البحر |
| Birçok askerimi deniz tuttu ve kustular. Kasklarını da kusmak için kullandılar. | Open Subtitles | أغلب رجالى أصيبوا بدوار البحر وأضطروا لخلع خوذاتهم ليغتسلوا بها |
| Çünkü tekneye binemem, beni deniz tutar. | Open Subtitles | لأني لا استطيع ان اركب القوارب اشعر بدوار البحر |
| Sanırsın ki, psişik imgelemleri olan biri çığlıklar atan bir bebek ile, kronik uçak tutması olan bir adam arasına oturmaması gerektiğini bilir. | Open Subtitles | سـتظنين الرجل صاحب الرؤى يعرف أفضل من الجلوس بين طفل يصرخ و رجل مصاب بدوار الطيران |
| Yani, ilk anda hafif bir baş dönmesi hissedersen panikleme diyorsun. | Open Subtitles | إذن لا تفزعي إذا شعرت بدوار في البداية. |
| Evet, elbette, ama dikkat et. Birazcık Başın dönecek. | Open Subtitles | نعم بالتأكيد ،و لكن كونى حذرة ربما ستشعرين بدوار بسيط |
| Hemşire daireler çizdiğini söyledi. Yani başının döndüğünü göstermez. Daire falan çizmiyordu. | Open Subtitles | قالت الممرضات أنه كان يدور في حلقات لا يعني أنه يشعر بدوار |
| - Hayır, hayır. Bayılacağım. - Tekrar ediyorum, akraba değiliz. | Open Subtitles | ياإلهي اشعر بدوار اكرر نحن لسنا أقرباء |
| Sadece iki saniyeliğine sersemledim... biraz burun kanaması ve sonra iyiydim. | Open Subtitles | ، فقط بضع ثواني. أنا بدوار... والرعاف القليل، ثم أنا بخير. |