| Anahtar kartını da sen vermiş olmalısın. | Open Subtitles | أنت لا بدّ وأن أعطيت ه بطاقتي الرئيسية، أيضا. |
| Çok kötü bir kabus görmüş olmalısın. | Open Subtitles | ذلك لا بدّ وأن كان بعض الكابوس أنت فقط كان عندك. |
| Kaçarken çarpmış olmalılar ama sonradan değiştirmişler. | Open Subtitles | هم لا بدّ وأن أحنوه أثناء هجوم وصلّحه بعد |
| Bay Washington ile konuşmuş olmalılar. | Open Subtitles | هم لا بدّ وأن تكلّموا مع السّيد واشنطن |
| Herhalde beni kız kardeşimle karıştırdınız. | Open Subtitles | أنت لا بدّ وأن كان عندك ني مشوّش مع أختي. |
| Herhalde 200'le falan gidiyordunuz. | Open Subtitles | أنت لا بدّ وأن كنت تذهب في 200 كيلومتر بالساعة. |
| Ve siz, Bay Warfield, direksiyon başında uyuya kalmış olmalısınız. | Open Subtitles | وأنت، السّيد وارفيلد، لا بدّ وأن كان نائم في العجلة، |
| Kocam çok erken çıkmış olmalı, onu görm... | Open Subtitles | لا بدّ وأن خرج زوجي في وقت مبكّر جداً من هذا الصبـاح - ألم تُصـادف ... |
| şimdi söyle bana... biraz gergin olmalısın? | Open Subtitles | أقول لك شيءَ أنت لا بدّ وأن كُنْتَ متوتر إلى حدٍّ ما؟ |
| Buraya çok sık geliyor olmalısın; Terry bile kim olduğunu biliyor baksana... | Open Subtitles | أنت لا بدّ وأن جئت هنا في أغلب الأحيان؛ حتى تيري يعرف من أنت. |
| Bana ait kısım kusursuz işledi. Engelleme alanı kalibrasyonunu karıştırmış olmalısın. | Open Subtitles | أنت لا بدّ وأن شددت حقل الإحتواء |
| Dinle, dağlardan ayrıldıktan sonra New York'tan geçmiş olmalısın. | Open Subtitles | اسمـع عندمـاغـادرتالجبـال، لا بدّ وأن مررت بـ (نيويورك) |
| Her nereye gittiysen, tren istasyonuna gelmiş Edwardes bir yerlere bilet alırken bunu duymuş olmalısın. | Open Subtitles | أينمـاأتيت،أينمـاذهبت، لا بدّ وأن كنت في محطة سكة حديد لا بدّ وأن سمعت (إدوارديز) يسأل عن تذاكر إلى مكـان مـا |
| Dışarıdan çekilmiş olmalılar. | Open Subtitles | هى لا بدّ وأن أُخِذَت من الخارج. |
| Mermilerini stoklamış olmalılar. | Open Subtitles | هم لا بدّ وأن كَانوا يَخْزنُ رصاصُهم. |
| Karen Nelson ve arkadaşı ikisi burada beraber yaşamış olmalılar. | Open Subtitles | (كارين نيلسن) وصديقتها لا بدّ وأن كِلتاهما تعيشان هنا معًا. |
| Bunları hastaneden almış olmalılar. | Open Subtitles | هو لا بدّ وأن حصل عليهم من المستشفى |
| Herhalde aşırı dozda uyuşturucu falan aldılar ! | Open Subtitles | لا بدّ وأن كَانَ بَعْض مطارحة على التبنِ! |
| Herhalde çok eğlendin baba. | Open Subtitles | ذلك لا بدّ وأن كَانَ مرحاً لَك، أَبّ. - أنت لَسْتَ في أيّ هذه. |
| Buralarda yeni olmalısınız yoksa efendinin şanlı ailesini mutlaka bilirdiniz. | Open Subtitles | تبدو لى جديد فى المنطقة وإلاّ أنت لا بدّ وأن عرفت بالتأكيد من نسب السيد المجيد |
| Gerçekten zor günler geçirmiş olmalısınız. | Open Subtitles | هذا عندما لم تكونى فى جولتك الموسيقية حياتك لا بدّ وأن كانت قاسية جدا |
| Aklımdan çıkmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ وأن إنزلق هذا من عقلي |