| Buna göre, bilinmeyen bir bölgeye gidiyor olmalı. | Open Subtitles | طبقاً لهذا، لا بد من أنه يؤدي مباشرة إلى منطقة مجهولة. |
| Tanrım, gazla uçuyor olmalı. | Open Subtitles | يا إلهى, لا بد من أنه يطير بواسطة البخار |
| Bu kadar mükemmel ve kokusuz olmak harika olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه امر رائع أن تكون مثالي وخالي من الروائح |
| Çoğunu çıplak görmüş olduğun erkeklerle dolu bir odada olmak ilginç olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه مشوق, أن تكوني في غرفة مليئة برجال معظمهم رأيتيهم مع سراويلهم أسفلهم |
| Sanırım, ana depoydu, ya da öyle olmalı. Her şey oturuyor. | Open Subtitles | لا بد من أنه المخبأ الأساسي فالنموذج مطابق |
| Kaçan müşteriler, elden kaçan hırsızlık ve dolandırıcılık fırsatları... uykunu kaçırmış olmalı ki... daha iyi durumdakilere sürtünmek istiyorsun. | Open Subtitles | لا بد من أنه يؤرقك، كل النزلاء الذين تبعدهم وفرص الغش والسرقة التي تخسرها وحاجتك لمرافقة من هم أحسن حالاً منك |
| Ne olduğunu bilmiyorum. Bazı kablolar yanlış bağlanmış olmalı. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ما الذي حدث لا بد من أنه تلامس أسلاك |
| İkiniz arabada oynaşırken kürdan bir şekilde katlanmış ve bağırsaklarından akciğerlerine doğru itilip orayı delmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه التوى وسقط أثناء تبادلكما للقبَل في السيارة فاندفع العود عبر الجدار المعوي ومنه إلى الرئتين |
| Burada, Dünya'daki bütün petrol ve gaz rezervlerinin toplamının yüz katından fazlası olmalı. | Open Subtitles | ..لا بد من أنه يوجد هنا غاز طبيعي أكثر بمئات المرات مما على الأرض من نفط و آبار غاز |
| Ölümden sonra yaptığı ve gözden kaçırdığımız bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه يمارس سلوك ما تجاههن بعد وفاتهن أو أنها علامة مميزة له أو شيء ما لا نراه |
| Onu tımarhaneye tıkacaklarını bile bile çekinmeden konuşmak zor olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه كان صعباً بالتحدث معرفة أنهم وضعوها في المصحة العقلية |
| Enerjisini başka bir yerden yönlendirmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه قام بتحويل طاقته إلى مكان آخر |
| Bu kadar pisliği senden hoşlandığı için yapıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه يحبك بجنون ليفعل كل هذا من أجلك |
| Yeni evin küçük bir servete mal olmuş olmalı. | Open Subtitles | منزلك الجديد، لا بد من أنه كلفكَ ثروة صغيرة. الحمد لله أنه كان لديكِ واحدة. |
| Baygın durumdayken Charlie'ye söylemiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه أخبر, تشارلي بينما كان واعياَ |
| Hayır, ben dışarıdayken gelmiş olmalı. Bana bir şey söylemedi. | Open Subtitles | كلا، لا بد من أنه فعل ذلك بينما أنا في الخارج، لم يخبرني أي شيء، ماذا قال؟ |
| Öğle yemeğinden kırmızı şarap olmalı. | Open Subtitles | هذا مجرد لا بد من أنه شراب أحمر من الغذاء |
| Bir tür kişisel borç almış olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه قرض شخصي أو شيء من هذا القبيل |
| ama arızalarla beraber geri gelmiş olmalı. | Open Subtitles | قمت بتعطيله منذ زمن، لكن لا بد من أنه عاد بسبب كل الأعطال |
| Onu kurtarmanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه هناك طريقة لإنقاذها |